Davacı, 1.1.1985-31.12.2004 tarihleri arasında SSK çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı 1.1.1985-31.12.2004 tarihleri arasında SSK çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, 1.1.1985-23.4.1991 tarihleri arasındaki dönemde uyumazlık bulunmadığından bu süreye ilişkin istemin reddine, 24.4.1991-31.11.2004 tarihleri arasındaki istem yönünden ise, kısa süreli SSK’na tabi çalışmalar dışındaki sürelerde davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
1.1.1985-23.4.1991 tarihleri arasındaki süre üzerinde uyuşmazlık bulunmadığından reddi ile, 19.5.1997 tarihinde davacının teslim ettiği ürün bedelinden ilk prim kesintisi yapılmış olup, 1997-2005 yılları arasındaki prim tevkifatları nedeniyle ilk prim kesintisini takip eden aybaşı olan 1.6.1997 tarihinden, isteme göre 31.12.2004 tarihine kadar sürede kısa süreli SSK’na tabi çalışmaları dışında davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ilişkin kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak 24.4.1991-1.6.1997 tarihleri arasındaki dönem yönünden yeteli araştırma yapılmaksızın istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 1.1.1985 tarihinden itibaren kayıt ve tescilinin yapıldığı, tarım Bağ-Kur sigortalılığının devamı sırasında ilk defa 24.4.1991 tarihinde 506 sayılı Yasa’ya 172 günlük çalışmasının bulunduğu, daha sonra 1992 yılında 11 gün, 1994 yılında 36 gün, 1995 yılında 30 gün, 2000 yılında da 62 gün daha kısa süreli çalışmalarının bulunduğu, 2926 sayılı Yasa’nın 6. maddesi uyarınca kurumun başka sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışmayı dikkate alarak 1.1.1985 tarihinden başlayan tarım Bağ-Kur sigortalılığını 23.4.1991 tarihinde sona erdiği, 24.4.1991 tarihinden, ilk prim kesintisi esasa alınarak 1.6.1997 tarihine kadar olan sürede davacının ziraat odasında tarım kredi kooperatifinde ve topuda kaydının mevcut olmadığı, zirai kredi kullanmadığı, prim ödemesinin bulunmadığı, muhtarlık yazısında tarımsal faaliyetinin 1.1.1985 tarihinden itibaren devam ettiğinin belirtildiği, zabıta tarafından yapılan araştırmalara ilişkin 7.4.2006, 31.5.2006 ve 18.8.2006 tarihli tutanaklarından ilk ikisinde 20 dönüm arazisinin olduğu ve çobanlık yaptığı belirtilirken, sonuncusunda çiftçilikle uğraşmadığının, üzerine kayıtlı arazi bulunmadığının, babasının ait tarlaları ekip biçtiği, tanıkların tutanaklardan farklı beyanlarda bulundukları, sonuç olarak davacının 24.2.1991-1.6.1997 tarihleri arasında tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği açıkça belirlenmeksizin sonuca gidildiği görülmüştür.
Kısa süreli başka sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmalar sırasında da tarım Bağ-Kur sigortalılığının devam edebilmesi için tarımsal faaliyetin mevcudiyeti açıkça ortaya konulmalıdır. Buna göre, Mahkemece davacının 1991-1997 yılları arasındaki faaliyetini belirlemek üzere önceki zabıta araştırmaları dikkate alınarak tekrar araştırma yaptırmalı, muhtarlıkta bilgi alınmalı, zilyetliğinde 20 dönüm civarında arazisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, tarım kredi kooperatifi haricindeki diğer tüm kooperatif kayıtları araştırılmalı, köy muhtarı ve azalarının tanık olarak bilgilerine başvurulmalı, deliler olabildiğince toplanarak sonucuna göre 24.4.1991-1.6.1997 tarihleri arasındaki süre yönünden bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.20008 gününde oybirliğiyle karar verildi.