17. Hukuk Dairesi 2014/22372 E. , 2017/3814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu ... idaresindeki araca çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, kazada davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davalıya yapılan başvuru üzerine ödenen 6.500,00 TL"nin gerçek zararın altında olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 19.12.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 17.803,10 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını, sigortalılarının % 75 kusuruna göre yapılan hesap doğrultusunda, davacılara toplam 6.530,89 TL. ödeme yaptıklarını, talebin fahiş olduğunu ve kaza tarihinden faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 10.465,31 TL. ve Kaya için 7.337,79 TL. olmak üzere toplam 17.803,10 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ceza yargılamasında kazada asli kusurlu olduğunun saptandığı, bu tespitin uygun bulunduğu gerekçesiyle, davaya konu kazadaki sürücülerin kusur oranlarının belirlenmesi bakımından herhangi bir rapor alınmadan hesap raporu alındığı, hükme esas alınan hesap raporunda da herhangi bir kusur indirimi yapılmadan tazminatların belirlendiği görülmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olaya bakıldığında; kaza tespit tutanağında, ceza yargılaması kapsamında alınan trafik bilirkişi raporunda ve ... Fen Heyeti raporunda, davalı sigortalısı ile birlikte desteğin de kazada kusurlu bulunduğu, ceza mahkemesinin de bu kusur tespitine göre karar verdiği görülmektedir. Ceza hakiminin kusur değerlendirmesinin, hukuk hakimini bağlamayacağı ilkesi gereği; ayrıca, ceza mahkemesi tarafından desteğin de kazada tali kusurlu bulunduğu, davalı sigortacının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranıyla sınırlı olduğu gözetilerek; konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden, tüm dosya kapsamına göre, kazadaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması, bundan sonra bu kusur oranları dikkate alınarak tazminat hesabı yapılması için rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Uygulamada çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmaktadır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı, gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı varsayılır. Bu şartlarda çocuğun gelir elde etmesi ile birlikte, evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisine ayıracağı yarısını da ana ve babası ile paylaşacağı varsayılması hayatın olağan akışına uygun düşecektir. Ancak çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evlenecektir. Evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay desteğe ayrılacak, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya verilecektir. Destek, ileriki yıllarda evlenmesi ile birlikte bir süre sonra ilk çocuğu ve yine bir süre sonra ikinci çocuğu olacağı varsayılır. Bu nedenle çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocuklara birer pay ayrılacak ve ana ve babaya da birer pay verilecektir. Bu durumda ana ve babanın payları 1/8 olacaktır.
Mahkemenin hükme esas aldığı, 02.12.2011 tarihli aktüerya uzmanı raporunda; desteğin kaza anında 32 yaşında olduğu, ... Tablosu gereği yaşına göre evlenme ihtimalinin % 30 olduğu kabul edilerek, davacı anne babasına % 25"er pay ayıracağı kabulüyle tazminat hesaplaması yapıldıktan sonra, hesaplanan miktardan desteğin % 30 evlenme ihtimaline göre bu oranda indirim yapılarak sonuç tazminatların belirlendiği görülmektedir. Hükme esas alınan bu rapor, Dairemiz yerleşik uygulamalarıyla belirlenen esaslara uygun hesaplamayı içermediğinden, hükme esas almaya elverişli bir rapor değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, Dairemizin yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda açıklanan destek payları esas alınmak suretiyle, davacıların talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi hususunda, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; destek paylarını tüm destek süresi boyunca sabit %25 oranı olarak kabulle hesap yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.