Davacı, 1.10.1992-1.5.2003 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalılığının tesbiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, Kurum kayıtlarına K.Ü.olarak geçen ad ve soyadının K.Ü.olarak düzeltilmesini ve 01.10.1992-01.05.2003 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının tesbiti ile aksi yöndeki kurum işleminin iptalini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonca eksik inceleme ve araştırma ile gidilmiştir.
Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir.
506 sayılı Yasa"nın Geçici 85. maddesinde; - (Ek madde: 09/04/2003 - 4842 S.K./34. md.)Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce;a) İsteğe bağlı sigortalı olanların sigortalılıklarının devamında,b) İsteğe bağlı sigortaya müracaatta bulunanların sigortalılıklarının kabulünde,85 inci maddenin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) alt bendi hükümleri uygulanmaz.c) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce isteğe bağlı sigortalı olup, Kuruma prim borcu bulunanlar bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde prim borçlarını gecikme zammı ile birlikte ödemeleri halinde sigortalılıkları devam eder, ancak bu süre içinde borcun ödenmeyen kısmına ait süreler hizmetten sayılmaz, hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; sigorta kayıtlarında adı geçen “K.Ü.” isminde bir şahsın nüfusta kayıtlı olup olmadığı araştırılmış,bu konuda ayrıca zabıta araştırması yapılmış ise de, nizalı işe giriş bildirgeleri ile ilgili olarak işverenlerce verilen dönem bordrolarının SSK’dan getirtilmediği, işverenler nezdindeki belgelerin getirtilmediği, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, nizalı dönemlerde her bir işyeri için aynı işyerinde çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yerde, komşu işyerlerinde çalışan işveren veya çalıştırdıkları kişiler tespit edilerek anılan kişilerin bilgilerine başvurulmadığı anlaşılmış olup aidiyet talebi yönünden eksik inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan,isteğe bağlı sigortalılık yönünden ,4842 sayılı yasayla 506 sayılı Yasa"ya eklenen 506 sayılı Yasa"nın geçici 85. maddesince ,davacının 01.05.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde 01.11.2003 tarihine kadar primi ödenen günlerin isteğe bağlı sigortalılık süresinden kabul edilip,01.11.2003 tarihi itibariyle primi ödenmeyen diğer günlere yönelik talebin reddi yerine yazılı şekildi hüküm kurulması doğru değildir.
Mahkemece aidiyet talebi yönünden yapılacak iş; nizalı işe giriş bildirgeleri ile ilgili olarak işverenlerce verilen dönem bordrolarını SSK’dan getirtmek, işverenler nezdindeki belgeleri getirtilmek, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırmak, o dönemlerde her bir işyeri için aynı işyerinde çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile aynı yerde veya komşu işyerlerinde çalışan işveren veya çalıştırdıkları kişiler tespit edilerek anılan kişilerin bilgilerine başvurmak uyuşmazlık konusu olan dönemde çalışan kişinin gerçekten davacı olup olmadığını saptamak, talebin tüm belge ve beyanlar değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar vermek,
Mahkemece isteğe bağlı sigortalılık süresinin tesbiti talebi yönünden yapılacak iş; 4842 sayılı Yasa"yla 506 sayılı Yasa"ya eklenen 506 sayılı Yasa"nın geçici 85. maddesince ,davacının 01.05.2003 tarihinden itibaren 6 ay içinde 01.11.2003 tarihine kadar primi ödenen günlerini tesbit ederek,bu süreleri isteğe bağlı sigortalılık süresinden kabul edip,01.11.2003 tarihi itibariyle primi ödenmeyen diğer günlere yönelik talebin reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.