Davacı, 11.1.1996-4.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 11.1.1996 – 4.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile davacının 11.1.1996-4.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun tespitine karar verilmişse de varılan sonuç doğru olmamıştır.
Davacının 11.1.1996 tarihinden beri devam eden vergi ve oda kaydı ile 11.1.1996 tarihinden beri sicil kaydının bulunduğu 29.1.2004 tarihinde verdiği bildirge üzerine 4.10.2000 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak tescil edildiği 20.4.2004, 20.5.2005 ve 20.5.2006 tarihinde prim ödediği 1.3.1982-14.11.1989 ve 15.5.1990-14.10.1996 tarihleri arasında T.C. Emekli Sandığına tabi sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununda 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesine benzer şekilde geçmiş günlerin tespitine yönelik yasal düzenleme mevcut değildir. Başka bir anlatımla Bağ-Kur Kanununda açık bir hüküm olmadığından geçmiş hizmetlerin tespitine olanak yoktur.
24.7.2003 tarihli 4956 sayılı Yasa’nın 47. maddesi ile 1479 sayılı Yasa’ya eklenen Geçici 18. maddede bu kanuna göre sigortalılık nitelikleri taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların hak ve mükellefiyetlerinin 4.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olan sigortalıların sigortalılıklarının bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olan hesaplanacak prim borçlarının tamamını tebliğden itibaren bir yıl içinde ödemede bulundukları takdirde bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
Somut olayda davacının sigortalı olarak tescili bulunmaksızın 29.1.2004 tarihli bildirge ile kuruma müracaatı üzerine davalı Kurumca 24.7.2003 tarihli 4956 sayılı Yasa"nın 47. maddesi ile eklenen 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 18. maddesi gereğince 4.10.2000 tarihi itibariyle tescili yapılmış ve davacı 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 18. maddesine göre yasal süresi içinde 5.2.2004 tarihinde borçlanma talebinde bulunmuş, davalı Kurumca 14.3.2005 tarihli yazı ile davacıya borçlanma talebinin kabul edildiğine ve borçlanma bedelini
tebliğinden itibaren bir yıl içinde ödemesi için yazı yazılmış ve bu yazı davacıya elden tebliğ edilmiş ise de tebliğe ilişkin şerhin üzerinde tebligatın yapıldığı tarih belirtilmediği gibi mahkemece bu tebliğatın davacıya hangi tarihte yapıldığı, ve borçlanma bedelini tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödeyip ödemediği araştırılıp ortaya konmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının Emekli Sandığına tabi olduğu 11.1.1996-14.10.1996 dönemi yönünden davanın reddine karar verilmesi sonraki dönem yönünden ise Geçici 18. madde koşulları yönünden araştırma yaparak sonuca gitmesi gerekirken bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.