8. Hukuk Dairesi 2013/2514 E. , 2014/4543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
... ve birleşen dosya davacısı ... ile ... aralarındaki alacak davasının kabulüne dair ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.05.2012 gün ve 320/240 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, asıl dava dosyası olan 2008/320 Esas sayılı dava dosyası ile vekil edeni ile davalı ... ’nın müşterek murisi ...’nın 21.07.2006 tarihinde vefat ettiğini, sundukları veraset belgesi gereğince mirasının taraflar ile diğer varislerine intikal ettiğini ancak murisin sağlığında el yazısı ile düzenlediği vasiyetnamenin 20.07.1989 tarihinde ... 2. Noterliğine tevdii ettiğinin anlaşıldığını, murisin ölümü üzerine ... Sulh Hukuk Hakimliğinin 2006/1995 Esas sayılı dava dosyası ile açılan vasiyetnamenin kanuni mirasçılara okunduğunu, vekil edeni ile ...’ın itiraz ve iptal davası açacaklarını beyan ettiğini, vasiyetnamenin iptali vs. davalarla uzun süre uğraşmanın kimseye bir yarar getirmeyeceğine inanan yasal mirasçıların 19.09.2007 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince vasiyetnamenin iptali başvurusundan feragat edildiğini, sözleşmede dökümü yapılan taşınmazların davalı ... adına tapuya tesciline, muvafakat edildiğini ve sözleşmede yazılı yedi adet taşınmazın davalı adına tescil işleminin gerçekleştirildiğini, sözü edilen sözleşmenin 4/son, 7. ve 8. maddelerine göre taşınmazların sahibi konumundaki davalının bu taşınmazları satışa arz edip, satış bedelinin yarısı 2/7 oranında vekil edenine verileceğini kendi edinimini yerine getiren müvekkilinin herhangi bir teminat talebinde bulunmadığını, süreç içinde davalının sözleşmedeki (A) harfi ile belirlenen taşınmazı 340.000,00 TL, (C) harfi ile işaretlenen taşınmazı 145.000,00 TL, € harfi ile gösterilen taşınmazı 235.000,00 TL, (G) harfi ile saptanan taşınmazı 67.500,00 TL bedelle satıldığını, toplam 787.500,00 TL gelir elde etmiş olduğunu, buna karşın bugüne kadar vekil edenine hiçbir para ödemede bulunmadığını, anılan sözleşme gereğince bu bedelin yarısının 2/7’sinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, bununda 112.500,00 TL tuttuğunu, davalının çifte vatandaşlığının bulunduğunu açıklayarak, 112.500,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Birleşen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/457 Esas sayılı dava dosyası ile davacılar ..., ... (... kendisine asaleten çocukları ... ve ...’a velayeten) davalı ... ’ya karşı açtıkları davada, dava dilekçelerindeki açıkladıkları biçimde dava ve sözleşme konusu yapılan taşınmazlar nedeniyle ... için 67.000,00 YTL, ... için 13.500,00 YTL, ... için 13.500,00 YTL olmak üzere toplam 94.000,00 YTL alacağın dava tarihinden itibaren yasıl faiziyle birlikte tahsilini istemişlerdir.
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/324 Esas sayılı dava dosyası ile davacı ... tarafından çocukları ... ve ...’a velayeten davalı ... ’ya karşı açılan davaya ait dava dilekçesinde, aynı gerekçelerle ve aynı sözleşmeye dayalı olarak taşınmazların davalı ... adına tescilin gerçekleştirildiğini, satılan taşınmazlardan paylarına düşen 44.800,00 TL’nin ( her çocuk için 22.400,00 Tl olmak üzer toplam 44.800,00 TL istenmiştir) hüküm altına alınması ve bu paranın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili aynı şekilde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “… asıl davanın kabulü ile, 112.500,00 TL’nin 30.06.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/324 Esas sayılı dosya ile açılan davanın kabulü ile, davacılardan ... ile ... için ayrı ayrı 22.400,00 TL’den olmak üzere toplam 44.800,00 TL’nin 14.07.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, birleşen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ait 2008/457 Esas sayılı dosya ile açılan davanın kabulü ile, davacı ... için 67.000,00 TL, çocukları ... için 13.500,00 TL, ... için 13.500,00 TL olmak üzere toplam 94.000,00 TL’nin 21.10.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına… “ karar verilmesi üzerine, hüküm , davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekili, her ne kadar asıl dosya olan 2008/320 Esas sayılı dosyaya ilişkin hüküm fıkrası bakımından temyiz isteğinde bulunmuş ise de, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler, vasiyetnamenin kapsamı, daha sonra tarafların kendi aralarında yaptıkları sözleşme kapsamı diğer tüm bilgi ve belgeler ile beyanlar birlikte değerlendirildiğin de, hüküm altına alınan 112.500,00 TL’ye ilişkin hüküm fıkrasının yerinde olduğu, davalı vekilinin bu hüküm fıkrasına yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan buna ilişkin hükmün ONANMASINA,
Davalı vekilinin birleşen 2008/324 ve 457 Esas sayılı dava dosyaları ile ilgili olarak kurulan 44.800,00 TL ve toplam 94.000,00 TL’ye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dosyadaki bilgi ve belgelere göre birleşen birinci ve ikinci dava dosyalarına ilişkin davalar ... ile ...’a velayeten anne ve babaları tarafından ayrı ayrı açıldığı belirlenmiştir.
TMK"nun 336/1. fıkrasına göre, evlilik devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Bu bakımdan anılan madde gereğince anne ve babanın çocuklar adına velayeten açabilecekleri davayı ayrı ayrı değil birlikte davacı sıfatı ile açmaları gerekir. sadece bir kişinin velayeten çocuklar adına dava açması anılan madde hükmüne aykırı düşer.
Bu nedenle, TMK"nun 336. maddesi göz önünde bulundurulması ve her iki dava dosyasında aktif dava açma ehliyeti yönünden taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra davanın yürütülmesi gerekirken anılan madde hükmü göz ardı edilerek sadece her davada bir kişi tarafından açılan davanın esası bakımından değerlendirilmesi yapılarak hüküm kurulması doğru değildir. Aktif dava açma ehliyeti ve buna bağlı olarak taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulur.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün birleştirilen 2008/324 ve 457 Esas sayılı dava dosyalarına ilişkin hüküm fıkraları yönünden 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 3.750,00 TL peşin harcın istek halinde iadesine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.