Davacı, 17.3.2006 başvuru tarihine göre aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, evlat edinilen davacının öz babasının ölümü nedeniyle 17.3.2006 tarihli başvurusuna göre ölüm aylığı istemine ilişkindir.
Mahkemece, öz babasının ölümüne bağlı olarak davacının ölüm aylığına talep hakkının bulunduğuna ve şartların oluşması halinde talep tarihini takip eden aybaşı olan 1.4.2006 tarihinden itibaren ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar vermiştir.
Davacının öz babasının ölümünden dolayı ölüm aylığı talep hakkı bulunduğuna ilişkin karar doğrudur. Ancak hükmün şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olması gerektiğini öngören HUMK’nun 388/son maddesi göz ardı edilerek, ileride infazda belirsizlik yaratacak şekilde koşula bağlı olarak ölüm aylığı bağlanmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, 1479 sayılı Yasa’nın 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen ölüm aylığından yararlanma koşulları dikkate alınarak, davacı yönünden şartların oluşup oluşmadığı açıkça belirlenerek, sonucuna göre 17.3.2006 tarihli ölüm aylığı istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.