15. Ceza Dairesi 2018/1702 E. , 2018/1272 K.
"İçtihat Metni" Dolandırıcılık suçundan sanık ..."un mahkûmiyetine dair Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2012 tarihli ve 2011/499 esas, 2012/460 sayılı kararının, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 13.04.2016 tarihli ve 2015/8128 esas, 2016/4573 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçların uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle uyarlama kararı verilmesi ve infazın durdurulması talebinde bulunulması üzerine, dolandırıcılık suçu bakımından infazın durdurulmasına ilişkin Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2017 tarihli ve aynı sayılı ek kararını müteakip, uzlaşma bürosunca müştekiye gönderilen uzlaşma teklifinin yapılan araştırmalara rağmen müştekiye ulaşılamadığından tebliğ edilemediği ve bu sebeple uzlaşmanın sağlanamadığı gerekçesiyle dosyanın iade edilmesi üzerine, infazın kaldığı yerden devamına dair Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2017 tarihli ve 2011/499-2012/460 sayılı ek kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24.01.2018 gün ve 94660652-105-48-13096-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2018 gün ve 2018/11260 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Uzlaştırmacının müştekiye çağrı yapmak amacıyla uzlaştırma bürosu aracılığıyla gönderdiği davetnamenin iade olması nedeniyle uzlaştırma sağlanamadığına yönelik düzenlenen rapor nazara alınarak infazın kaldığı yerden devamına karar verilmiş ise de;
Uzlaşma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklideki,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki,
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da öncelikle 7201 sayılı Kanun"un 10/1. maddesi uyarınca muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa aynı Kanun"un 10/2. maddesi gereğince muhatabın MERNİS adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin MERNİS adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu kez tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
Somut olayda uzlaştırma bürosu tarafından müştekiye çıkarılan davetnamenin müştekinin gerekçeli kararda belirtilen adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak tebligatın 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, her ne kadar müştekinin bilinen son adresi ile MERNİS adresi aynı ise de, tebliğ zarfının üzerine bu adresin MERNİS adresi olduğu belirtilmeden, tebligatın 7201 sayılı Kanun"un 10/2. maddesi gereğince yapılması, bunun mümkün olmaması halinde anılan Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca tebliğin yapılması gerektiği cihetle, müştekinin mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca yapılan usulsüz tebligatın iade edilmesi üzerine uzlaşma sağlanamadığından bahisle düzenlenen rapora istinaden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemesince yapılan yargılama sırasında, şikayetçinin soruşturma aşamasında bildirdiği adresine çıkarılan tebligatların adresinde bulunulamadığından bahisle iade edilmesi ve yeni bir adres bildirmemesi nedeniyle beyanlarına başvurulmadan hüküm kurulduğu, uzlaştırma bürosunca da öncesinde tebligat yapılamayan ancak aynı zamanda MERNİS’te kayıtlı olan adresine tebligat çıkarılmasına rağmen, şikayetçinin soruşturmadaki ifadesinde bildirdiği telefonuna herhangi bir bildirim yapılmadığının anlaşılması karşısında; uzlaştırma yönetmeliğindeki hükümlere aykırı hareket eden uzlaştırma bürosunun raporu doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2017 tarih ve 2011/499-2012/460 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, hükümlü, bu suçtan cezaevine alınmışsa, İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse bu suçtan derhal tahliyesi için ilgili cumhuriyet başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.