Davacı, ilk kesinti tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa 06.03.2008 günlü oturumda tefhim edilen kısa kararda davacının 01.06.1994-01.06.1995 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna karar verildiği, gerekçeli kararda ise 01.06.1994 tarihinden itibaren son prim kesintisinin yapıldığı tarihe kadar tarım Bağ-Kur sigortalılığına karar verilmesiyle kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.04.1992 günü ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 23.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi