Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1358
Karar No: 2015/2253
Karar Tarihi: 02.03.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1358 Esas 2015/2253 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/1358 E.  ,  2015/2253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacılar 30, 39, 40 ve 42 sayılı parseller lehine, 31, 41, 43 ve 12 sayılı parseller üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Karar, Dairemizce "...4 ayrı parsel malikinin tek bir dava dilekçesi ile dava açıp, mahkemece de bu doğrultuda infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. Diğer yandan, hüküm kurulurken "kesintisizlik" ilkesine aykırı hareket edilmiştir. Dosya arasındaki bilirkişi rapor ve ekindeki krokide, davacıların parsellerinin bağlandığı yoldan önce "ark" görülmektedir. Bu kısımdan hangi surette geçit hakkı kurulacağı hükümde ve hükmün gerekçesinde açıklanmamıştır. Yine, hüküm kurulurken dosya arasında birden fazla bilirkişi raporu bulunduğu halde; hükme esas alınıp 2 no"lu seçenek diye adlandırılan bilirkişi raporunun hangi tarihli bilirkişi raporu olduğu belirtilmemiştir..."gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yapılan keşif ve inceleme sonucu davanın kabulüne; 30 parsel sayılı taşınmaz lehine 31, 39, 40, 41, 42, 43 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 09.09.2013 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde A, B, C, D, E, F ve H harfi ile işaretli toplan 332,40 m2 kısımdan geçit hakkı tesisine, depo edilmiş olan 3.322,00 TL"nin 41 no"lu parsel ile 12 no"lu parsel maliklerine bilirkişi raporunda belirtilen miktarlar dikkate alınarak ödenmesine, diğer davalı parsel malikleri bedel talep etmediklerinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına, 3 adet 100"lük büzün davacı tarafından temini ile su arkına yerleştirilmesine, dolgu malzemesi ile doldurulmasına karar verilmiştir.
    Hüküm, 12 sayılı parselin önceki ve sonraki maliklerinin vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Somut olaya gelince;
    Bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlarda geçit kurulması tercih edilmelidir. Dosya içerisindeki pafta sureti, bilirkişi rapor ve krokileri ile tapu kayıtlarına göre davacının, aleyhine geçit kurulması istediği 12 sayılı parsele bitişik dava dışı 11 sayılı parselin yüzölçümünün çok büyük olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece bu taşınmazdan veya 11 ve 12 sayılı parsellerin sınırlarından geçit kurulamasının daha uygun olup olmadığı araştırılarak, ayrıca aleyhine geçit kurulan taşınmazların değerlerinin belirlendiği keşif tarihinden hükmün verildiği güne kadar geçen sürede taşınmazların değerinde önemli ölçüde azalma olduğu gözetilerek Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespit edilerek ve hangi parsel malikine ne miktar ödeme yapılacağı belirlenerek infaza elverişli bir karar verilmesi gerekirken bedel yönünden 24.06.2008 tarihli raporun hükme esas alınması doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    02.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi