17. Hukuk Dairesi 2014/18526 E. , 2017/4161 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, alacaklarının tahsil edilmediğini, borçlunun mal kaçırma amacı ile davalı ... İnşaat Ltd. Şti."deki hissesini 27.11.2000 tarihinde davalı ... şirkete ait 175 ada 7 parseli davalı ...’na onunda davalı ...’ya devrettiğini, yine dava konusu ... plakalı aracı davalı ...’ya,... plakalı aracı davalı ...’a devrettiğini belirterek bu muvazaalı devirlerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Diğer davalılar, ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçeleri ile davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalı ...’ün alacağın tahsiline engel olmak için 21.11.2000 tarihinde noterden ... İnşaat Ltd.Şti"nin 1400 hissesini ... devrettiği, anılan davalının daha önceden de şirkette hissedar olduğundan devrin mal kaçırma amacı ile yapıldığını bilebilecek şahıslardan olduğundan hisse devri ile ilgili talebin kabulüne, diğer
dava konusu araç ve taşınmazlar yönünden ise, söz konusu taşınmaz ve araçların... İnşaat Ltd. Şti. tarafından devredildiği, bu davanın ise ...’ün borcu nedeni ile tasarrufun iptaline ilişkin olduğu, taşınmaz ve araçlara şirketin mülkiyetinde kalmış bile olsa davacı banka tarafından bu taşınmaz ve araçlarını ...’in borcundan dolayı icra takibi yapılmasının mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ...’nun tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava BK’nun 19.maddesine göre açılan muvazaalı işlemlerin iptaline ilişkindir.
HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır.
Somut olayda davacı vekilinin, dava dilekçesindeki açıklamalardan sadece borçlu ... tarafından yapılan muvazaalı işlemlerin değil aynı zamanda borçlu ... İnşaat Ltd. Şti. tarafından yapılan işlemlerinde muvazaa nedeni ile iptalini istediği anlaşılmaktadır. Alacağın kaynağı olarak gösterilen takip dosyalarında her iki davalıda borçlu konumundadır. Bu nedenlerle mahkemece dava konusu taşınmaz ve araçlarla ilgili tasarrufların davalı ... tarafından yapılmadığı ve bu davanın konusu olmadığı yönündeki tesbit yerinde değildir. Ancak dosya içeriğinden borçlu ... İnşaat Ltd. Şti"nin tasfiye yönünde mahkemece karar alındığı ve ancak ticaret sicilden silinmediği anlaşılmaktadır.
Limited Şirketlerin tasfiyesinde, Türk Ticaret Kanununun 552. maddesi yollaması ile TTK’nun 441-450. maddelerinde düzenlenen Anonim Şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanır.
Limited Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Mahkemece, davalı borçlulardan ... İnşaat Ltd. Şti"nin tasfiye işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı araştırılarak bir tasfiye memuru atanmış ise bu tasfiye memuruna davaya dahil edilmesi, atanmamış ise atanması için gerekli prosedürün tamamlanması suret ile taraf teşekkülü sağlandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bozma nedenine göre davalı borçlu şirketle ilgili olarak sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.793,10 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."ndan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.