Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3400
Karar No: 2017/4163
Karar Tarihi: 18.04.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3400 Esas 2017/4163 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/3400 E.  ,  2017/4163 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, mülkiyeti davalılardan ... ait ... plakalı aracın müvekkili şirkete ait D2 belgesi ile şirket adına kayıt edilerek yolcu taşıma hakkını kazandığını, müvekkili ile davalı ... arasında yapılan sözleşme gereğince aracın yaptığı trafik kazalarından doğan maddi ve manevi tazminatlardan davalı ...’nin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, 24.08.2007 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu 5 kişinin öldüğü, ölenlerin yakınları tarafından açılan davalarda 90.454,30 TL tazminata hükmedildiği ve müvekkili davacıya ödeme emri gönderildiğini, bu aşamada davalı ...’nin mal kaçırma amacı ile adına kayıtlı dava konusu 379 nolu parseli önce davalı ...’a onun da daha sonra davalı ...’e devrettiğini, devirlerin muvazaalı olduğundan iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davanın görülebilmesi için davacının müvekkillerinden alacağının ve bu yönde başlatılmış ve kesinleşmiş bir takibin bulunması gerektiği, davacı tarafından yapılan bir ödemenin olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
    .Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli borçlu hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir takibin olmadığı gibi BK’nun 19.maddesi için de yine bir alacağının olması gerektiğinden bahisle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
    HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden doğru bulup uygulamakla sorumludur. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda TBK 19.maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
    Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde açıktır.
    Öte yandan bu davanın görülebilmesi için, davacının borçludan bir alacağının bulunması yeterli olup, takip yapması veya bu takibin kesinleşmesine gerek yoktur. Dosya içeriğinden davacının da dahil olduğu tazminat davalarında davacı ve borçlu aleyhine mütesilsilen sorumlu olacak şekilde aleyhlerine tazminata hükmedildiği ve takibe geçildiği anlaşılmaktadır. Nitekim davacı vekili 27.06.2012 tarihinde 6.205,00 TL ve 04.09.2012 tarihinde 8.000,00 TL banka dekontları ile tazminat alacaklılarının vekili ..."e bu davalar nedeni ile ödeme yaptığını belgelemiştir.Bu ödeme ile davalı ..."nin rucuen alacaklı olduğu dolayısı ile dava açma hakkının olduğu ortadadır.
    Bu durumda davacının talebi doğrultusunda BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilip inceleme ve araştırma yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdr.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi