11. Hukuk Dairesi 2016/9938 E. , 2016/8528 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/04/2012 tarih ve 2010/141-2012/200 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; ..., ... ve ..."ın 08/02/1989 tarihinde ... San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketi kurduklarını, bu şirketin müdürlüğünü 01/09/1999 tarihine kadar ..."ın yaptığını, bu tarihten sonra ise ..."ın müdür olduğunu, müvekkillerinin babası ..."ın vefatından sonra davalıların, bu şirket ile aynı iştigal konusunda faaliyet gösteren yeni bir şirket kurduklarını ve müşterek şirketin 10 yılda edindiği tecrübeyi, müşteri portföyünü, ticari münasebetlerini, şirketin malzeme ve personelini, hatta şirkete ait taşınmazı bu şirkete kullandırmak sureti ile haksız kazanç sağladıklarını ileri sürerek davalıların elde ettiği haksız kazancın tespiti ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL"nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, haksız rekabetin tedbiren durdurulmasına, haksız rekabet ortamında imal edilen emtianın yediemine teslim edilmesine, haksız rekabet yapan davalıların şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ... vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının iddiasının aksine davacıların murisinin şirkette yönetici olduğu dönemde şirketi zarara uğrattığını, müvekkillerinin ortaklıktan çıkarılma istemlerinin de TTK 551 maddesine aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu talepler hakkında karar verilebilmesi için şirketlerin ticari defterlerinin mahallinde incelenmesi ve keşif yapılması gerektiği, ancak 15/09/2011 tarihli oturumda davacı vekiline ayrıntılı olarak dökümü yapılan bilirkişi ücretini ve maktu mahkeme keşif yolluğunu yatırması için kesin süre verildiği halde masrafların yatırılmadığı, bu durumda davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, ... San. ve Tic. Ltd. Şti"nin bir kısım ortaklarınca diğer ortaklara karşı açılmış, haksız rekabetin tespiti meni, maddi tazminat ve haksız rekabet yaratan şirket ortaklarının şirketten çıkarılması istemine ilişkin olup, mahkemece, verilen kesin süre içinde masraflar yatırılmadığı ve davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 114. maddesinde dava şartları sayılmış olup, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, mahkemece, yargılamanın her aşamasında ve tarafların talep ve beyanlarıyla bağlı olmaksızın resen gözetilmesi ve bir dava şartının noksan olduğuna kanaat getirilirse, işin esasına girilmeden davanın usulden reddi gerekir.(Kuru ... Medeni Usul Hukuku, 19. Baskı, s. 284-286) HMK"nın 114/ l.d. bendinde tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları da dava şartları arasında gösterilmiştir.
6762 sayılı TTK"nın 58. maddesi ile de haksız rekabet davalarında kimlerin davacı olabileceği düzenlenmiş, buna göre, haksız rekabet sebebiyle zarar gören veya zarar görme tehlikesi bulunan kişilere dava açma hakkı tanındığı gibi, ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşterilerin de dava açabileceği, ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumların da bir kısım davaları açabileceği kabul edilmiştir.
Kanun ile dava açma hakkı, ekonomik çıkarları yönünden zarara uğrayan yada zarar görme tehlikesine maruz kalan kimselere tanınmış olduğundan tüzel kişilerde doğrudan zarara uğraması söz konusu olmayan ortakların ve yönetim kurulu üyelerinin şahsen dava açmaya hakkı yoktur. ... Ticari İşletme Hukuku,22. Bası, s. 339 vd.)
Davacılar aynı zamanda haksız rekabet yaratan ortakların şirket ortaklığından çıkarılmasını da talep etmiş ise de, 6762 sayılı TTK"nın 551/3. maddesi uyarınca bu davayı açma hakkı da, haklı sebeplerin varlığı halinde, esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartiyle şirkete tanınmıştır.
Davacılar tarafından ayrıca, davalı diğer ortaklar ve yönetici tarafından şirketin zarara uğratıldığı ileri sürülerek tazminat da talep edilmiş, bunun 6762 sayılı TTK"nın 309. maddesi kapsamında sorumluluk davası niteliğinde olduğu kabul edilse dahi söz konusu yasa maddesine göre zarar gören pay sahipleri dava hakkına sahip ise de hükmolunacak tazminatın kendilerine ödenmesini istemeyecek, tazminat şirkete verilecektir.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olursak, davacı ve davalı şahısların ... San. Tic. Ltd. Şti.nin ortakları olduğu, davacıların haksız rekabetin tespiti meni, maddi tazminat ve haksız rekabet yaratan şirket ortaklarının şirketten çıkarılması yönünde talepte bulunduğu, ancak şirket ortağı olan davacıların bu talepler yönünden aktif dava ehliyetine sahip olmadığı, davalıların giriştiği haksız rekabet nedeniyle elde ettikleri haksız kazancın ancak şirketin zararı olabileceği, bu nedenle davacıların kendilerine ödenmek üzere tazminat talebinde de bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, bu hususlar değerlendirilmeksizin mahkemece kesin sürede masrafların yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde değil ise de. sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 31/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.