
Esas No: 2016/12248
Karar No: 2017/4226
Karar Tarihi: 18.04.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/12248 Esas 2017/4226 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili, davalı ... A.Ş. vekili, davalı ... vekili, davalı .... vekilince istenmiş, davalı ... vekili, davacılar vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.04.2017 Salı günü davalı ... vekili Av.... geldi. Davacılar vekili Av. ... geldi. Davalı .... vekili Av. ...geldi. Davalı ... A.Ş. tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ..., davacılar vekili, davalı .... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacı ...’in yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motorsiklet ile davalıların maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın kusurlu olarak karıştıkları kaza sonucu davacı ...’in felç kaldığını, diğer davacıların ...’in eşi ve çocukları olduğunu, tüm müvekkillerinin elem çektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için 2.000 TL sürekli ve geçici işgöremezlik, 2.000 TL bakıcı gideri, 70.000 TL manevi tazminat, davacı eş ... için 50.000 TL manevi, çocukların her biri için 40.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle davacı ... bakımından sürekli işgöremezlik tazminatını yalnızca davalı ... yönünden 68.003,46 TL’ye, bakıcı gideri talebini davalı ... ve davalı .... yönünden 574.024,41 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve bedeni zararlarda kişi başına azami 250.000,00.-TL ile sınırlı sorumlu olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, davacılar vekiline 08.09.2014 tarihinde kalıcı maluliyet tazminatı olarak 53,929,49 TL tazminat ödendiğini, geçici işgöremezlikten dava dışı SGK’nın sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davacı ... müvekkili kurumdan tazminat hakkından feragat ettiğinden müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili, müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu taşeron firmada mobil ekip personelinin, müvekkili şirkete ait araç ile kazaya karıştığını, müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, davacı ...’in yolcusu olduğu aracın kusurlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1- davacı tarafça açılan davanın kabulü ile; A)1-Daimi ve geçici iş görememezlik tazminatı yönünden 66.303,46 TL"nin davalı ... Hesabından alınarak davacı ..."a verilmesine, Güvence Hesabının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, ... yönünden alacağa dava tarihi olan (tashihle 24/10/2014) itibaren temerrüt faiz yürütülmesine, 2-Tedavi ve bakıcı giderleri yönünden 86.103,66 TL"nin davalı ... Hesabından alınarak davacı ..."a verilmesine, Güvence Hesabının poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, ... yönünden alacağa dava tarihi olan (tashihle 24/10/2014) tarihinden itibaren temerrüt faiz yürütülmesine, B) 1-Daimi ve geçici iş görememezlik tazminatı yönünden dava dilekçesinde talep edilen miktarın davalılar kusur oranına tekabül eden 1.500,00 TL"nin davalı ... Sigorta A.Ş ve Medaş"tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a ödenmesine, davalı ... yönünden olay tarihi olan (tashihle 05/09/2013) tarihinden itibaren temerrüt faiz yürütülmesine, ... Sigorta A.Ş"nin dosya içerisinde bulunan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, 2- Tedavi ve bakıcı giderleri tazminatı yönünden 430.518,30 TL"den sigorta şirketi tarafından ödenen 53.939,49 TL"nin mahsubu ile bakiye 376.578,81 TL"nin davalı ... Sigorta ve Medaş"tan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı ..."a ödenmesine, ... Sigorta A.Ş"nin ödemiş olduğu 53.939,49 TL"nin tekerrür ödemeye esas vermeksizin dosya içerisinde bulunan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, C) 1-Manevi tazminat talebi yönünden davacıların talebinin kısmen kabulü ile; ... için 50.000,00 TL"nin, eşi ... için 40.000,00 TL"nin, çocuk ... için 30.000,00 TL"nin, ... için 30.000,00 TL"nin davalı ..."tan alınarak davacılara verilmesine, davalı ... yönünden olay tarihi olan (tashihle 05/09/2013) tarihinden itibaren temerrüt faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili,
davalı ... A.Ş. vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Davacılar dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutarak davacı ... için 2.000 TL bakıcı gideri, 2.000 TL geçici-sürekli işgöremezlik tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, bilirkişi raporunda daimi işgöremezlik zararı toplam 453.356,39 TL (davalı ...’nın %15 kusur oranına göre 68.003,46 TL’sinden, davalı .... ve davalı ... A.Ş.’nin %75 kusur oranına göre ve davadan önce davalı ... A.Ş. tarafından ödenen 53.929 TL işgöremezlik tazminatı ödemesinin faiziyle güncellenerek mahsubuyla 279.558,64 TL’sinden sorumlu olduğu belirtilerek) ve bakıcı gideri toplam 574.024 TL hesaplanmış, davacılar bedel artırım dilekçesiyle davacı ... bakımından sürekli işgöremezlik tazminatını yalnızca davalı ... yönünden 68.003,46 TL’ye, bakıcı gideri talebini davalı ... ve davalı .... yönünden 574.024,41 TL’ye yükseltmiş, mahkeme gerekçesinde dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesindeki talepler doğrultusunda hüküm kurulduğu belirtilerek yetersiz gerekçe ile daimi ve geçici iş görememezlik tazminatı yönünden 66.303,46 TL"nin davalı ... Hesabından alınarak davacı ..."a verilmesine, tedavi ve bakıcı giderleri yönünden 86.103,66 TL"nin davalı ... Hesabından alınarak davacı ..."a verilmesine, daimi ve geçici iş görememezlik tazminatı yönünden dava dilekçesinde talep edilen miktarın davalılar kusur oranına tekabül eden 1.500,00 TL"nin davalı ...Sigorta A.Ş ve ..."tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a ödenmesine, tedavi ve bakıcı giderleri tazminatı yönünden 430.518,30 TL"den sigorta şirketi
tarafından ödenen 53.939,49 TL"nin mahsubu ile bakiye 376.578,81 TL"nin davalı ... Sigorta ve Medaş"tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a ödenmesine, ... A.Ş"nin ödemiş olduğu 53.939,49 TL"nin tekerrür ödemeye esas vermeksizin dosya içerisinde bulunan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına hükmedilmiştir. Mahkemenin hükmettiği miktarlara hangi gerekçeyle nasıl ulaştığının hükmün gerekçesinde açıkça belirtilip tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre de,
a) Davalı ... A.Ş. vekili müvekkilinin davacılarla 29.8.2015 tarihinde sulh olduğunu, ibra karşılığında davacılara toplam 364.636,82 TL ödendiğini temyiz aşamasında iddia etmiş, temyiz dilekçesi ekinde ibranameyi sunmamış ancak davacılar vekili de sulh ve ibranamenin varlığını temyiz dilekçesinde kabul etmiştir.
İbraname, borcu sona erdiren sebeplerden olup mahkemece davalı ... A.Ş. vekilinin ödeme iddiası, ödemenin neye ilişkin olduğu araştırılarak ve bu hususta gerekli belgeler getirtilerek, ödeme varsa tüm davalılar için mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden ve kabule göre de davalı ... A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde davadan önce davacılar vekiline daimi işgöremezlik için yapıldığı belirtilen 53,929,49-TL ödemenin güncellenerek müştereken ve müteselsilen sorumlu olan tüm davalılar bakımından işgöremezlik tazminatından mahsubu yerine, mahkemece sadece ödemeyi yapan davalı ... A.Ş. ve sigortaladığı aracın işleteni olan davalı .... aleyhine hükmedilen bakıcı giderinden aynen mahsup edilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.
b) Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 50. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 51. maddesi uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak aynı yasanın 141. maddesi gereğince, teselsül ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı) bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkemece re"sen onun yararına teselsül kuralı uygulanamaz. Çünkü, hakim HUMK"nun 74. maddesi uyarınca, istek ile bağlı olup istek dışı karar veremez.(HGK.’nun 23.03.1966 gün, ... Esas ve... Karar sayılı; HGK"nun 03.04.1963 gün,... Esas ve... Karar; HGK"nun 24.06.1983 gün, ... Esas ve 1983/724 Karar; HGK"nun 15.05.1996 gün, ... Esas ve ... Karar sayılı; HGK"nun 21.11.2001 gün, ... Esas, ... Karar sayılı ilamları)
Somut olayda davacılar iki taraflı trafik kazasında davacı ...’in yolcusu olduğu zorunlu trafik sigortası bulunmayan motorsiklet nedeniyle ... ile karşı aracın maliki ve zorunlu trafik sigortacısına karşı dava açmış, dava dilekçesinde maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, bedel artırım dilekçesinde bakıcı giderinin davalı ... ve davalı ....’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, mahkeme tarafından davalıların kusurları oranında ayrı ayrı sorumluluklarına hükmedilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında bedel artırım dilekçesindeki talep göz önüne alınarak alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kusur oranına göre ayrı ayrı sorumluluğa hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
c) Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönemde asgari geçim indirimi yapılıp yapılmadığı açık olmadığından rapor denetime elverişli değildir. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden ve bu husus hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık olmadığından mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
d) Davacılar dava dilekçesi ve bedel artırım dilekçesinde faiz talep ettiklerinden mahkemece yasal faize hükmedilmesi gerektiği halde, maddi ve manevi tazminat bakımından faizin türü belirtilmeden temerrüt faizine hükmedilmesi doğru değildir.
e) 1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Davacılardan Doğan için davacı babasının maluliyeti nedeniyle 40.000 TL manevi tazminat talep edildiği halde, mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
f) Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacı ... davaya konu kazada %100 malul kalmakla birlikte, davacı eşi ve çocukları da onun yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacı eşi Fatma için 40.000 TL manevi, kızı ... için 30.000 TL manevi, küçük oğlu ...için 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Tarafların kusur durumu, kaza tarihi gibi hususlar dikkate alındığında davacılar ..., ... ve...için hükmedilen manevi tazminat bir miktar fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden hükmün davacılar ..., ...ve ...bakımından bozulması gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2-b,e) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (2-c,d,f) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin, (2-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili, davalı ... A.Ş. vekili, davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile maddi ve manevi tazminatla ilgili hükümlerin BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..., davalı ...."ne verilmesine, 1.480,00 TL vekalet ücretinin davalı ..., davalı ...."den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... A.Ş. yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacılar
ile davalılar ... A.Ş, ..., ..."ye geri verilmesine 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.