Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10171
Karar No: 2017/4241
Karar Tarihi: 19.04.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/10171 Esas 2017/4241 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/10171 E.  ,  2017/4241 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kasko tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, ... plakalı ...1.6 Marka aracın davacı ... adına tescilli olduğunu, müvekkilin bu aracını ... nolu Kasko Sigorta Poliçesi ile 01.12.2008-01.12.2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı şirkete sigortalandığını, müvekkiline ait olup davalı şirkete kasko sigortalı olan bu aracın 12.04.2009 günü müvekkilinin dedesi ..."ın yönetiminde bulunduğu bir sırada tek taraflı meydana gelen kaza nedeni ile ağır hasar gördüğünü, meydana gelen kazaya ilişkin olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında ..."ın tamamen kusurlu olduğunun söylendiğini, sürücü ..."ın yapılan alkol kontrolünde alkolsüz olduğu tespit edildiğini, davalı ... şirketine hasar ihbarında bulunulduğunu, davalı şirket tarafından 30.000,00 TL"nin kendilerine ödeneceği hususunun bildirildiğini, sigorta tazminatının ödenmemesi üzerine yeniden sigorta şirketine ulaştığında davalı şirket tarafından ödeme yapmayacaklarının bildirildiğini, hasarın teminat harici kaldığının bildirildiğini belirterek, 30.000,00 TL hasar tazminatının kaza tarihi olan 12.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili şirketin talebi üzerine olay mahallinde inceleme yapan kaza araştırma uzmanı tarafından düzenlenen araştırma raporu ve toplanan delillere göre davacının ... plakalı aracını alkollü olarak kullanan davacının akrabası ve aynı zamanda vasisi olan ..."ın 12.04.2009 tarihinde saat 00.15 sıralarında tek taraflı ve maddi hasarlı kazaya neden olduğunu ve ... Devlet Hastanesi acil servisine saat 00.33"de adli vaka olarak müracaat ederek darp vakası nedeni ile hastaneye giriş yatığını ve alkol testinde 1.10 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, trafik kazasının aracı alkollü olarak kullanan ... tarafından yapıldığını, olayı alkollü olmayan ..."ın üstlendiğini, davacıya hasar ödemesi yapılmadığını, kaza yapan alkollü sürücünün kazadan sonra olay yerini terk ederek yerine ..."ı gönderdiği ve sürücü değiştirildiğinin kanıtlandığını, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, yer ve şeylerde değişiklik yaptığını, müvekkili sigorta şirketinin bu zararı ödemekle yükümlü olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporuna göre; dava konusu olayın öyküsü, kazanın oluş şekli, kaza sonucunda aracın hasar durumu dikkate alındığnıda aracın sol ön taraftan çarptığı, sol ön kaporta ve cam bölümünde yüksek kinetik enerjili çarpma ile oluşabilecek nitelikte bulgular görüldüğü, ..."ın yaralanmasının şoför olarak aracı kullanım esnasında oluşan trafik kazası ile meydana gelmesinin tıbben mümkün görüldüğü, her ne kadar kaza sonrası ..."ın alkol muayenesinin yapılış saati olan 01.44 ile ..."ın darp iddiasıyla hastaneye başvurusu sonucu alınan alkol raporu saati olan 23.31 çakışmıyor ise de, tutanak beyanlarında kazanın motorun ısısına göre olay yerine intikalden yarım saat bir saat önce olabileceği kanaatinin belirtilmesi ile kaza saatinin olay yerine intikalden önce olduğu, fakat saatinin net olarak belirlememesi sonucunda saatler arasındaki uyumsuzluğun bir çelişki olduğunun düşünülemeyeceği, kaldı ki kaza sonrasında herhangi bir sağlık kuruluşuna başvuru yapmamasından dolayı ciddi bir yaralanması olmadığı, ayrıca kazanın ciddiyetine ve araçtaki hasar durumuna göre ..."da en azından bir sağlık kuruluşuna başvuracak kadar yaralanma olmamasının anlaşılamadığı, ..."ın darp iddiasıyla başvurusunun ardından olay yeri olarak gösterilen yerde yapılan incelemede ..."ın ifadesinde bahsi geçen bira şişesine ait cam kırıklarına rastlanmamış oluşunun da şüphe yarattığı, dava konusu kaza sırasında araç sürücüsünün ... değil ... olduğu, ..."ın alkollü olması sebebiyle sürücü olarak ..."ın gösterildiği ve buna uygun bir kurgu oluşturulduğu belirtilerek, bu haliyle ispat yükü kendisine düşen davalının savunmasını ispatladığı görülmekle, kaza sonrası sürücü değiştirilerek başka bir şahıs olarak gösterilmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğundan ve ayrıca asıl sürücü olduğu kabul edilen ... alkollü olmakla sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
    İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve...; HGK 16.12.1998 gün ve...; HGK 22.12.2010 gün ve ... sayılı ilâmları)
    Somut olayda riskin gerçekleştiği sabit olup, bu riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigortacı ispat etmek zorundadır. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde
    değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
    Somut olaya bakıldığında; 12.09.2009 tarihinde tek taraflı trafik kazasının meydana geldiği, davalının olayda sürücü değişikliği ve alkollü sevk ihtimaline dayanarak davacıya tazminat ödemekten kaçındığı görülmektedir.
    Mahkemece, dava konusu kaza sırasında araç sürücüsünün ... değil ... olduğu, ..."ın alkollü olması sebebiyle sürücü olarak ..."ın gösterildiği ve buna uygun bir kurgu oluşturulduğu belirtilerek, ispat yükü kendisine düşen davalının savunmasını ispatladığı görülmekle, kaza sonrası sürücü değiştirilerek başka bir şahıs olarak gösterilmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Yukarıda anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı sigortacı ispata yarar somut delil getirememektedir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre kazada davacı tarafın sürücü değişikliği yaptığı hususunun sabit olmadığı, kaldı ki bu husus sabit olsa bile, bunun tek başına doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeme veya sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar etme anlamına gelmeyeceği ve dolayısıyla ispat külfetinin de yer değiştirmeyeceği açıktır.
    Bu durumda mahkemece, davaya konu rizikonun gerçekleşmesiyle davacı aracında meydana gelen hasarın, kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğu gözetilmek suretiyle, hasar bedelinin belirlenmesi bakımından uzman bilirkişiden alınan raporlar değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; her ne kadar kararda asıl sürücü olduğu kabul edilen ... alkollü olmakla sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı belirtilmişse de Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının her zaman doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla, olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının tespit edilmesi, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisi ile meydana geldiğinin tespit edilmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağının kabulü gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 gün ve... esas, karar; 23.10.2002 gün ve ... esas, karar; 07.04.2004 gün ve ... esas, karar; 02.03.2005 gün ve ... esas, karar; 14.12.2005 gün ve ... esas, karar sayılı ilamları).
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi