17. Hukuk Dairesi 2016/10197 E. , 2017/4250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kasko tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 17.10.2008 tarihli maximum ticari poliçe imzalanarak, müvekkiline ait aracın sigortalandığını, ... plakalı aracın 28.05.2009 tarihinde ...da meydana gelen trafik kazasında kullanılamaz hale geldiğini, kazanın 28.05.2009 tarihinde davalıya bildirildiğini ve aracın servise bırakıldığını, kazadan önce poliçenin iptal edildiğini bildirerek tazminat ödemesi yapmadığını, kasko bedelinin ödenmesi için ... 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/235 esas sayılı dosyasından dava açıldığını, davanın kabulune ilişkin kararın bilirkişi raporundaki eksiklik nedeniyle bozulup sonuçta mahkemenin ... esas sayılı dosyasında davanın kabulune karar verildiğini böylece sigorta bedelini ödemeyen davalının haksız olduğunun yargı kararı ile sabit hale geldiğini, ilamın icraya konularak 01.07.2014 tarihinde tahsil edildiğini müvekkilinin aracının ... ve... ilçelerinde dolmuş olarak çalıştığını, davalının ödeme yapmaması nedeniyle yeni araç alamadığından elde edeceği kazançtan mahrum kaldığını, kazadan sonra 30 gün içinde ödeme yapsaydı yeni araç alıp çalışmaya devam edeceğini, bu sebeble ödeme süresinin sonu olan 28.06.2009 tarihinden poliçe bedelinin ödendiği 1.7.2014 tarihine kadar mahrum kalınan kazanç kaybı olarak şimdilik 100.000,00 TL"nin reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, 28.06.2009 tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, ancak mahkeme aksi kanaatte olursa ihtarın dikkate alınmasını, davalıya keşide edilen ihtar ile verilen süre sonu olan 19.05.2010 tarihinde temerrüde düştüğünü, hasar nedeniyle Bulancaktaki Wolksvagen servisine getirilen aracın otopark ücretini ödemediğini, hasar bedelini ödemek için aracın kendisine teslimini şart koşan davalının otopark ücretini ödememesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 7.500,00 TL ücretinin kendisi tarafından ödendiğini, 7.500,00 TL otopark ücretinin de dava tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, araç mahrumiyetinden doğan gelir kaybı taleplerinin ve otopark ücreti sigorta poliçesi kapsamı içinde olmadığını, müvekkili ile bir vedia akdi yapılmadığını otopark masafından malikin sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davasını davalının haksız ve hukuka aykırı davranışından kaynaklanan kazanç kaybı olarak açıklayarak, kasko sigortası kapsamında bulunup bulunmadığına bakılmaksızın genel hükümler kapsamında tazmini gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davaya konu poliçe de kazanç kaybı ve otopark ücretine ilişkin istemlerinin poliçede yer almadığı, istemin munzam zarar niteliğinde de olmadığı genel hükümlere göre açılmış kazanç kaybı ve otopark ücreti olduğu davacı vekilince açıklandığından her ne kadar yerleşik kabul gördüğü üzere geç ödemeden dolayı munzam zarar talep edilebilecek ise de davacı vekili isteğini genel hükümlere göre açılmış kazanç kaybı olarak açıklandığından, poliçe kapsamı içerisinde olmayan alacak için davalı tarafın zamanaşımı defi yerinde görülmeyerek davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa"nın 73/1. maddesinde "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir" şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasa"nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde, "Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder" şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda, davacı, davalıya kasko sigortalı aracının hasar görmesinden ve hasar bedelinin kasko şirketince ancak mahkeme kararı doğrultusunda geç olarak ödenmesinden kaynaklanan kazanç kaybının ve otopark ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı sigortalı tüketici konumunda olup, davalı ... ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.
Bu durumda, davanın HMK 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.