4. Ceza Dairesi 2013/10836 E. , 2014/1004 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit ve yaralama suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17/02/2009 tarih ve 2008/1225 esas, 2009/64 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 03/05/2012 gün ve 2010/18880 esas, 2012/10555 sayılı kararıyla;
" Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;
Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Hukuksal tanı: Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Yaptırım: Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, " karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/03/2013 gün ve 2013/57140 sayılı yazısı ile;
“Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 22.07.2007 tarih ve 2006/100,2007/82 sayılı ilamında, sanık hakkında yaralama suçundan TCK"nın 86/2,86/3-a,52/2. maddelerine göre 900 TL adli para cezasına hükmedilmiştir.
Salt para cezasından ibaret ve karar tarihi itibarıyla kesin olan geçmiş hükümlülüğün, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CYY 305/son madde ve fıkralarına aykırı olarak tekerrüre esas alınmaması kanaatindeyiz.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 03.05.2012 tarih, ve 2010/18880 Esas,2012/10555 karar sayılı hükmün ONANMASI kararının kaldırılarak,
Ankara 8.Asliye Ceza Mahkemesinin 17.02.2009 tarih ve 2008/1225 esas,2009/64 sayılı hükmünün;
Sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın mükerrirlere özgü infaz rejimini düzenleyen 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA, ancak, bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASI, görüşümüzün benimsenmemesi halinde de dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesi arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
İncelenen dosya içeriğine göre, sanık ... hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan ilamın, Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 22.02.2007 tarih ve 2006/100 esas, 2007/82 sayılı kararı ile, yaralama suçundan 5237 sayılı TCK’nın 86/2-3a, 52/2 maddeleri uyarınca, doğrudan verilen 900 TL adli para cezasına ilişkin olduğu, kararın 26.06.2007 tarihinde infaz edildiği, verilen para cezasının miktarına göre hükmün karar tarihi itibariyle kesin olup tekerrüre esas alınamayacağı anlaşılmakla,
Dairemizce verilen 03/05/2012 gün ve 2010/18880 esas, 2012/10555 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17/02/2009 tarih ve 2008/1225 esas, 2009/64 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
5219 sayılı Kanun ile değişik 1412 sayılı CMUK"nın 305/2. maddesinde, (Anayasa Mahkemesinin 23/07/2009 tarihli ve 2006/65 E., 2009/114 K. sayılı iptal kararı öncesi) "İki milyar liraya kadar (iki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler, temyiz olunamaz." Aynı kanun maddesinin son fıkrasında ise, "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz” şeklindeki hükümlere aykırı olarak, karar tarihi itibariyle kesin olan 900 TL adli para cezasına ilişkin ilamın tekerrüre esas alınması,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, “mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına ilişkin bölümün karardan çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.