
Esas No: 2008/13045
Karar No: 2008/20966
Karar Tarihi: 22.12.2008
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/13045 Esas 2008/20966 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2008
NUMARASI : 2008/38-2008/290
Davacı, SSK"lı hizmetleri hariç 1.5.1987 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın bozmaya uygun olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine;
2-Dava, davacının 1.5.1987 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresi dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbit istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyularak davacının 01.05.1987-04.12.1987 tarihleri arasında sigortalı olduğu konusunda ihtilaf olmadığından bu tarihten sonrada tarımsal faaliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
9.5.1960 gün 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Karar"ında da açıklandığı üzere bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü meydana gelir. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlayacağımız bu durum, mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir.
Dosya içeriğinden davacının 01.05.1987 tarihinden itibaren tarım Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edildiği 04.12.1987 tarihinde 506 sayılı Yasa"ya tabi çalışması nedeniyle sigortalılığının 4.12.1987 tarihinde terkin edildiği, herhangi prim ödemesinin bulunmadığı, tapulu zirai arazisinin olmadığı; 1987 yılında 15, 1988 yılında 55, 1989 yılında 10, 1990 yılında 35 gün kısa süreli 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu, zirai amaçlı kredi kullanıldığı, ziraat odası ve kooperatif kaydının, tapulu zirai arazisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dairemiz bozma kararında ilgili Belediyeden davacıya ait tarla ve bahçe olup olmadığı emlak kaydı sorulmak ve ihtilaf konusu dönemde ürün sattığı kişi veya kuruluşlardan prim kesintisi yapılıp yapılmadığını araştırmak varsa belgelerini getirtmek suretiyle araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bu hususların araştırılmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş;Yukarıda açıklandığı üzere muhtarlıkça düzenlenen tutanakta davacının zirai arazisinin bulunduğu bildirildiğinden zabıta araştırması yaparak zirai araziye zilyet olup olmadığı, zilyet ise hangi tarihten beri araziyi elinde bulundurduğu, ilgili Belediyeden zirai arazi emlak vergisi kaydını (veriliş tarihleriyle birlikte) getirtirerek davacının ihtilaf konusu dönemde kişi kurum ve kuruluşlara ürün satıp satmadığı satmış ise prim kesintisi yapılıp yapılmadığını resen araştırmak deliller hep birlikte değerlendirilerek sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküme bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.