Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/23873
Karar No: 2017/4370
Karar Tarihi: 20.04.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/23873 Esas 2017/4370 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/23873 E.  ,  2017/4370 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalının kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü açıklayıp toplam 21.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Muris (...) ... "ün yolcusu bulunduğu aracın sebep olduğu trafik kazası nedeni ile desteklerinden yoksun kalan davacılar, aracın sürücü-işleteni, zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemiştir.
    Davalılardan ... A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Bu durumda, esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü, o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; kazada zarar gören davacıya karşı tüm davalılar, farklı hukuki nedenlerle zarardan müteselsilen sorumlu olup aralarındaki münasebet de ihtiyari dava arkadaşlığıdır.
    Müteselsil borçluluk, niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır.
    Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde, bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1 md.) doğal bir sonucudur.
    Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak, o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe ya da aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez.
    Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalının diğer davalı ...Ş. hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
    Zira sorumluluk davasındaki karar, kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı, rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir.
    Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalının da sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Bu hususta ... HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı)
    Davalı ...Ş., murisin içinde yolcusu olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır.
    Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “Sigortanın Kapsamı” başlığı altındaki A.1.maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu ... limitlerine kadar temin eder.” hükmüne yer verilmiş olup, sigortacı oluşan gerçek zarardan sorumludur.
    Mahkemece aldırılan aktüerya raporunda davacıların destekten yoksun kalma zararlarının toplam 151.354,54 TL olduğu belirtilmiş, bu miktardan davalı ... şirketince yapılan ödeme düşüldüğünden davacıların bakiye zararlarının 55.208,19 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece hesaplanan bu miktardan hatır taşıması sebebi ile indirim yapılarak davalı ... şirketi aleyhine açılan davanın reddine bakiye zararın aracın sürücü-işleteni olan diğer davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacı, maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmış olup mahkemece, davalı ...."nin bakiye maddi tazminattan sorumlu olmadığı gerekçesiyle, bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, bu davalı hakkındaki hüküm, davacı yanca temyiz edilmemiş, sadece davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmü temyize gelmeyen davacı ile davalı ...Ş. yönünden hüküm kesinleşmiş ve bu davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı taraf, diğer davalı ...Ş."den aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir.
    Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında, kararın temyizinde davalı ..."in hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, hakkındaki karar kesinleşen davalı ...Ş."nin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece ( ... A.Ş. yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ...Ş. yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak sadece, maddi tazminattan sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 20/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi