17. Hukuk Dairesi 2014/23145 E. , 2017/4393 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araç içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanıp malul kaldığını, davalı tarafından 31.082,00 TL. tazminat ödenmişse de bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 15.05.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 67.782,34 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacıya ibraname karşılığı yapılan ödeme ile poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu, olayda hatır taşıması olduğundan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kaza tarihinden faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 47.174,00 TL. tazminatın 13.11.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, 6098 sayılı TBK"nun 54. maddesi gereği sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının kaza sonucu uğradığı maluliyet nedeniyle talep edebileceği tazminatın hesaplanması için alınan ve mahkemenin de hükme esas aldığı 12.05.2014 tarihli bilirkişi raporuyla, davacının bakiye tazminat alacağı 67.782,34 TL. olarak hesaplanmıştır. Hükme esas alınan bu rapor incelendiğinde; davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru ile davacının %18 kalıcı maluliyeti için hesaplama yapıldığı, zarar miktarının 103.041,24 TL. olarak hesaplanmasından sonra, davalı sigortacı tarafından davadan önce ödenen bedelin güncellenmesi suretiyle saptanan 35.258,90 TL"nin hesaplanan bedelden düşüldüğü ve sonuç miktarın saptandığı görülmektedir. Mahkeme tarafından ise; anılan bu rapordaki hesaplamalar benimsenmiş; ancak, davalı tarafın hatır taşıması savunması uygun kabul edilerek, bilirkişi tarafından hesaplanan 103.041,24 TL"lik zarar miktarından önce % 20 hatır indirimi yapılıp; ondan sonra davalı sigortacı tarafından ödenen bedelin güncellenmiş değeri olan 35.258,90 TL. düşülmek suretiyle hükümde belirtilen miktar saptanmıştır.
Davalı sigortacı ... poliçesiyle, sigortalısına ait aracın sebep olduğu 3. kişilere ait zararlar nedeniyle, sigortalıya yöneltilecek sorumluluğu teminat altına almaktadır. Davalı sigortacının sorumluluğu poliçeden kaynaklanmakla birlikte, sigortalısı yönünden sorumluluğu doğuran hal, haksız fiil esasına dayanmaktadır. Haksız fiil sonucu oluşan zarar ise, tazminatın sınırını tayin eder; ancak, tazminatın zarara denk olması her zaman mümkün değildir ve hüküm altına alınacak tazminat, zararın altında kalabilir. Bu anlamda zarar ve tazminat farklı kavramlar olup, mahkemece yapılması gereken iş, zararın hesaplanmasından sonra, indirim sebeplerini uygulamak suretiyle tazminatı belirlemekten ibarettir. İfade olunan bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 50, 51 ve 52. maddelerinde yapılan düzenlemelerle de net biçimde ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenlemelerle de, zararın belirlenmesi ile tazminatın belirlenmesi ve tazminattan yapılacak indirim için sıralama öngörülmüş; zararın belirlenmesinden sonra tazminatın belirlenmesi ve indirilmesi kabul edilmiştir.
..."ın yerleşik uygulamaları ile de kabul edildiği üzere; tazminatın saptanabilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Sorumluluk hukukunda, tazminat denkleştirilirken yapılacak indirimler arasında bir sıra söz konusudur. İndirim nedenleri genellikle, biri gerçek zararın diğeri de tazminatın belirlenmesine ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır. Kural olarak, önce gerçek zararı bulmak
gerektiğinden, zararla ilgili indirim sebepleri önce, tazminatla ilgili indirim sebepleri ise daha sonra uygulanmaktadır. Buna ilaveten, tazminat alacaklısına ilişkin indirim sebeplerinin önce, tazminat borçlusuna ilişkin indirim sebeplerinin de sonra uygulanması gerekmektedir.
İfade olunan tüm bu hususlar karşısında; davacının maluliyeti nedeniyle uğradığı zarar olarak belirlenen 103.041,24 TL"lik zarardan, öncelikli olarak o zarar nedeniyle davalı tarafından ödenen ancak zararı karşılamayan bedelin güncellenmiş değerinin düşülmesi suretiyle zararın belirlenmesi; bundan sonra, belirlenmiş olan zarardan, tazminat borçlusu olan davalı sigortacıya ilişkin indirim sebebi olan hatır indiriminin yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekirken; zarar ve tazminatın belirlenmesindeki sıraya aykırı olarak, en son yapılması gereken hatır taşıması indiriminin önce yapılması suretiyle eksik tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.