17. Hukuk Dairesi 2014/19028 E. , 2017/4445 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Esas ve birleştirilen davanın davacı vekili, borçlu davalı ... aleyhine başlatılan ... takiplerinin kesinleştiğini, davalı borçlu ..."in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı ... İli ... İlçesindeki taşınmazını 24.09.2010 tarihinde davalı ..."a, onun da 08.11.2012 tarihinde birleşen davanın davalısı ..."a sattığını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi ile davacıya sattığını, ödemelerin yerine getirilmemesi ve satış sözleşmesinin feshedilmesi hali için aralarında kira sözleşmesi de yapıldığını, bir kısım ödemenin yapılmadığını, maddi sıkıntıları nedeniyle satış sözleşmesini 29.04.2010 tarihinde feshederek taşınmazı diğer davalı ..."ye sattığını, davalı ..."nin akrabası ya da hemşehrisi olmadığını, satış bedelinin bir kısmının peşin, bir kısmı için senet verildiğini, senet bedelinin davalı ... tarafından aracı satılmak suretiyle ödendiğini, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin de davalı ... tarafından düzenli olarak ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., taşınmaz bedelinin bir kısmını nakit, bir kısmını aracını satarak banka kanalı ile ödediğini, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin satış bedelinden düşüldüğünü,
davacının taşınmazın alt katını boşaltıp üst katını boşaltmadığını ve tehditleri nedeniyle işyeri olarak kullanmak üzere aldığı taşınmazı teslim alamadığını ve hakkında tahliye talepli takip yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davalı ... vekili, müvekkilinin emlakçı olduğunu, davalı ... tarafından taşınmazın satışı için 08.06.2012 tarihinde kendisine başvurulduğunu ve satış ilanının aylarca internet sitesinde kaldığını, davalı ..."nin işyeri açmaktan vazgeçtiğini ve memleketine döneceğini belirterek taşınmazın acilen satışını istediğini, kendisiyle pazarlık yapılarak 73.000 TL. ye anlaşıldığını, ayrıca 13.000 TL kredi borcunun üstlenildiğini, masraflar ile birlikte taşınmazın 90.000 TL. ye satın alındığını, satışın gerçek olduğunu ve kapora dışındaki bedelin banka kanalıyla ödendiğini ve muvazaanın bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, ... E sayılı dosya ve birleşen ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin... E sayılı dosya bakımından ortak olarak; davalı ... hakkında açılan davanın malik olmadığından dolayı husumet nedeniyle reddine, davalılar ... ve yeni malik ... hakkında açılan davanın ..."ın bu taşınmazı aldığı sırada taraflar arasındaki iç ilişkiyi bildiği ve satışın muvazaalı olduğu ispatlanamadığından dolayı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı yasanın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil, borçlu ile işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir.
Eldeki davada davacı, hakkında ... takibi yaptığı borçlı ... ile ...in taşınmazı sattığı 3. kişi ..."ye karşı dava açmış ve ... tarafından da taşınmaz elden çıkarılarak 4. kişiye devredilmiş, bu halde davacı İİK 282. maddesine göre, borçlu, 3. kişi ve 4. kişiyi davada taraf göstermekle husumeti doğru kişilere yöneltmiştir. Bu nedenle mahkemenin davalılardan ... hakkında davanın husumetten reddine yönelik verdiği karar doğru olmamıştır.
Ne var ki, İİK 277 ve devamı maddelerinde açıklanan tasarrufun iptali davalarında aciz belgesinin bulunması (İİK 105-143 md.) dava şartıdır. Davacı, borçlu hakkında ... takibi yapmış, ancak ne İİK 105. madde anlamında haciz yaptırmış, ne de aciz belgesi ibraz etmiştir. Bu halde davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.