20. Hukuk Dairesi 2016/3784 E. , 2016/5468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü köy içi mevkiinde bulunan yaklaşık olarak 1250,00 m² yüzölçümünde olan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve bilirkişi heyetinin 15.12.2008 tarihli raporlarına ekli krokide (A) ile gösterilen 1332,24 m² bölümün ... köyü son parsel sayısı ile davacı gerçek kişi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... Yönetimi tarafından esasa yönelik olarak, davacı gerçek kişi vekili tarafından ise katılma yoluyla vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerinde Dairece bozulmuştur.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/06/2012 gün ve 2012/1595-9740 sayılı kararında özetle “Tescile konu taşınmaz, 1983 yılında yapılıp 1987 yılında ilân edilen kadastro çalışmasında tesbit dışı bırakılmıştır. Bu tür davaların başarıya ulaşabilmesi için imar ve ihya işleminin tamamlanmasından sonra en az 20 yıl süre ile koşullarına uygun olarak zilyet olunması gerekmektedir. Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini belirlemekten uzak olduğu gibi hüküm vermeye de yeterli bulunmamaktadır. Bir arazinin kullanım süresi, niteliği ile üzerinde imar ve ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Davacı, imar ve ihya olgusuna ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığına göre, imar ve ihya işleminin zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı eksiksiz olarak araştırılması gerekir. Dosyada, imar ve ihyanın sürdürülüş şekli, başlama ve tamamlanma tarihleri ile taşınmazın tesbit dışı bırakılma nedeni araştırılmamış, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının tesbiti bakımından taşınmazın eski tarihli resmî belgeler üzerindeki konum ve durumunun araştırılması gerekmesine rağmen raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi kuruluna eski tarihli resmî belgeler üzerinde inceleme yaptırılmamıştır. Ayrıca, yörede yapıldığı bildirilen orman tahdidine ilişkin belgeler getirtilmemiş, hükme dayanak alınan orman bilirkişi kurul raporunda çekişmeli taşınmazın tahdit haritasına göre konumu, orman kadastro haritası üzerinde aplikeli olarak gösterilmemiş, tahdit haritasıyla irtibatlı kroki düzenlenmemiş, keşifte yerel bilirkişi marifetiyle orman kadastro noktaları zeminde tesbit edilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişi kurulunun orman tahdit haritasını ve tutanaklarını nasıl uyguladığı net olarak anlaşılamamaktadır. Ayrıca, taşınmazın batı yönünde dere ile komşu olmasına rağmen jeolog bilirkişi marifetiyle de araştırma yapılmamış, yine ziraatçı ve orman bilirkişileri tarafından taşınmazın eylemli durumu, çevre parsellerin nitelikleri, orman bütünlüğünü bozucu nitelik taşıyıp taşımadığı hususları ve yukarıda vurgulandığı üzere imar ve ihya olgusu somut olarak irdelenmemiş, ziraatçı bilirkişi raporuyla dosya arasında bulunan idarî tahkikat tutanağı arasında taşınmazın eylemli durumuna ilişkin çelişkiler giderilmemiştir. Raporlar bu haliyle denetimden uzak, yetersiz ve eksiktir. Bilirkişilerin, yetersiz ve eksik raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 26/07/2013 tarihli raporda (B) harfiyle işaretli 1332,26 m²"lik bölümün davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanununun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 12/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.