
Esas No: 2006/4487
Karar No: 2007/1606
Karar Tarihi: 08.02.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/4487 Esas 2007/1606 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Antalya 2.İş Mahkemesi
Tarih : 15.12.2005
No : 281-492
Davacı usulsüz sağlık karnesi kullandığı gerekçesiyle kendisinden talep edilen tedavi giderlerinden dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Bağ-Kur’un tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı; usulsüz sağlık karnesi kullandığı gerekçesiyle kendisinden talep edilen tedavi giderlerini borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece; dava kısmen kabul edilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Davacı, Bağ-Kur sigortalısı iken eşi için 1991 yılında sağlık karnesi almıştır. Eşi R.K.’ün kendisi de Limited Şirket ortaklığından dolayı 16.9.2003 tarihinde 4.10.2000 tarihi itibariyle Bağ-kur zorunlu sigortalısı olarak tescil edilmiştir. Aktif sigortalı olduğu dönemde de eşi olan davacıdan dolayı aldığı sağlık karnesini kullanmaya devam etmiş, davalı kurum ise; davacı eşinin aktif sigortalı iken davacıdan dolayı verilen sağlık karnesini kullanması nedeniyle yapılan tedavi giderlerini talep etmiştir.
1479 sayılı Kanunun, sağlık sigortasının kapsamını belirleyen Ek 11.maddesi uyarınca, Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı devam edenler veya malullük, yaşlılık aylığı bağlananların eşi yada ölüm aylığı almakta olanlar Bağ-Kur sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilmektedirler. Anılan maddeye 3235 sayılı Kanunun 1.maddesi ile getirilen “ancak, diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına ve özel kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananlar yararlanamazlar” şeklindeki düzenleme, 24.8.2000 tarih ve 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28.maddesiyle kaldırılmış, 24.7.2003 tarihli, 4956 sayılı Yasanın 37.maddesiyle yapılan düzenlemede ise bu yönde benzeri içerikte, engelleyici bir hükme yer verilmemiştir. Farklı sosyal güvenlik kanunlarına göre sağlık yardımlarından faydalananlar yönünden getirilen bu düzenlemenin, aynı sosyal güvenlik kanunu kapsamında bulunanlar yönünden hüküm içermediği de görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.02.2007 gün ve 2007/21-74 Esas, 2007/69 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, Bağ-Kur sigortalılık tescili yapılan davacı eşinin, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sağlık sigortası yardımlarından eşi üzerinden yararlanmasını engelleyen bir düzenlemeye Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliğinde yer verilmiş olması, normlar hiyerarşisi dikkate alındığında hukuki sonuç doğurmayacaktır. Bağ-Kur sigortalısı olarak sağlık yardımı kapsamına girmiş olan kocası nedeniyle yararlanmakta olduğu sağlık yardımlarından davacı eşinin mahrum bırakılması, eşinden dolayı yapılan sağlık yardımlarını geri ödeme yükümlülüğü altına sokulması, davacının Anayasal haklarından olan sosyal güvenlik hakkından yoksun bırakılması sonucunu doğurmakta olup, yasa maddesi ile çeliştiği gibi sosyal güvenlik hukukunun temel yaklaşımına da aykırı düşmektedir.
Mahkemece bu maddi ve yasal olgular gözetilerek kendisi de Bağ-Kur sigortalısı olan davacının, sigortalı eşi nedeniyle aynı sosyal güvenlik kuruluşu kapsamında sağlık sigortası yardımından yararlanmasına engel bir durumun bulunmaması karşısında, davanın tamamen kabulü gerekirken kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.