
Esas No: 2007/437
Karar No: 2007/1621
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/437 Esas 2007/1621 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/07/2005
NUMARASI : 929-714
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan S. M. İnş. ve A. Su ve Kanalizasyon Gen.Md.vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasayaca cevaz bulunmamasına göre davalıları aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2- Dava, iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne ilişkin karar Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilerek önceki kararda hükme esas alınan 03.06.2004 tarihli hesap raporu esas alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Oysa mahkemenin bozmadan önceki kararı verdiği tarihten sonra sigorta tahsisleri peşin değerinde aylık bağlama kat sayısında bir kaç kez değişiklik olmuştur. Dava hukuksal niteliği nedeniyle sigortaca karşılanmayan zararın tazmini isteğine ilişkindir. Bu nedenle bu artışların kurumdan sorulması ve maddi zarar hesabının yeniden yapılması gerekir.
Mahkemece hükme dayanak alınan hesap raporunda sigortalının ücreti asgari ücrete göre oranlanmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asgari Ücret kamu düzenine ilişkin olduğundan hakim bu hususu re"sen nazara almakla yükümlüdür. Öte yandan kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Gerçekten zarar hesabının yeniden yapılması halinde, raporun düzenlendiği tarihte bilinen verilerin esas alınması gerekir. Ne var ki; 20.07.2005 tarihli kararı davacının temyiz etmemesi nedeniyle davalı yararına oluşan kazanılmış hakkında korunması Hukuk Usul Sistemimizin gereğidir. Bu kazanılmış hakkın sınırıda maddi zarar hesabı sonucu ve sigorta tahsisleri peşin sermaye değerinin düşülmesinden sonra bulunan fark sonuçtur. İşte bu fark ve bulunan sonuç, maddi tazminat yönünden kazanılmış hak sınırını oluşturur. Daha açık bir anlatımla hükümedilecek maddi tazminat bozmadan önceki miktarı geçemez.
Yapılacak iş; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler gözönünde tutularak yeniden hesap raporu almak, davacıya bağlanan gelirin en son peşin sermaye değerini Sosyal Sigortalar Kurumundan sorarak bulunan miktardan tenzil etmek, kalan miktar bozmadan önce belirlenen tazminat miktarından fazla olduğu taktirde, bozmadan önceki kararda belirlenen miktarı geçmemek üzere karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 8.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.