7. Hukuk Dairesi 2015/37443 E. , 2016/2763 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü :İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, iş akdinin sebep gösterilmeksizin ve yazılı bildirim yapılmadan, ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek feshedildiğini, SGK’ya da 04 kodu ile çıkış verildiğini belirterek feshin geçersizliği ile işe iadesini istemiştir.
Davalı vekili, davalı işverenin Türkiye çapında büyük bir işletme olduğunu, çeşitli illerde aynı üretimi yapan şubelerinin bulunduğunu, ancak, ... ve diğer illerde bulunan bir çok şubenin kapatılmasına karar verildiğini, kapatma kararı üzerine işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek iş akitlerinin feshedildiği, davacının çalıştığı işyerinin kapandığının Ticaret Sicili gazetesinde de ilan edildiğini, işyerinin kapatılmasının işletmesel karar niteliğinde olduğu, kapatma üzerine feshe son çare olarak başvurulduğu, davacının çalıştığı işyerinin kapanması nedeniyle işe iadede ifa imkansızlığı bulunduğunu, hukuki yarar ve husumet unsurlarının da eksik olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverenin iş akdini feshederken işçiye yazılı olarak fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde işçiye bildirmediği anlaşıldığından işverence yapılan feshin geçersiz olduğu, davalı işveren, işyerinin kapanması nedeni ile davacıya kıdem ve ihbar tazminatını ödendiğini ileri sürmüş ve iş yerinin kapandığının ticaret siciline 14/08/2014 tarihinde tescil edildiğine ilişkin evrakların dosya arasında olduğu anlaşılmış ise de, iş akdinin 28/05/2014 tarihinde sona ermesi ve işverenin istediği belgeleri imzalayan işçilerin iş akitlerinin devam ettiği, imzalamayan işçilerin iş akitlerinin bitirildiğine dair davalı tanık beyanları dikkate alındığında, işverenin belirttiği fesih nedeni ile çelişki içinde olduğu, iş akdinin feshinin son çare olması ilkesine de uymadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacının fesihten önceki işyerine işe iadesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davalı, üretim potansiyelindeki azalma nedeniyle davacının çalıştığı işyerini (ve ... ilindeki bir takım başka şubeleri de) kapattığını, iş akdini bu işletmesel karar nedeniyle feshettiğini savunmaktadır. Ancak, mahkemece tensip zaptında davalıdan fesih bildirimi ve dayanağı tüm belgeler istenmesine, hatta bu hususta davalıya müzekkere de yazılmasına rağmen, davalının herhangi bir fesih bildirimi ya da işletmesel karar sunmadığı görülmektedir. Ayrıca, davalı tanığı ... da duruşmada “kendisinin de davacı gibi montaj işçisi olup halen davacı ile birlikte çalıştıkları yerde çalışmaya devam ettiğini, işyerinin kapanmadığını, davalı ...’in ... ilindeki şubeleri başka bir şahsa devrederek ... ’ye merkeze yani imalathaneye döndüğünü, devir esnasında kendilerine bir takım belgeler imzalatıldığını, davacı ile birlikte imzalamayan işçilerin iş akitlerinin sonlandırıldığını” beyan etmiştir. Davacı da, davalı işverenin ... ’daki çalıştığı şube ile birlikte toplam 5 adet şubesinin fesih tarihinden sonra faal olduğuna dair, fotoğraflama tarihini de içeren fotoğraflar sunmuş; fesih tarihinden 6 ay sonra çalıştığı şube dışında ... ’da başka bir şubeden kesilen bir adet faturayı ibraz etmiştir.
Cevap dilekçesi ve temyiz dilekçesi içeriğine göre davalının da kabul ettiği üzere, davalı firmanın Türkiye çapında çok büyük bir firma olduğu, ... ilinde ve muhtelif illerde şubelerinin bulunduğu, firma merkezinin ise ...’de olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı işveren, davacının çalıştığı şube ve ... ilindeki şubeleri dava dışı şahsa devredip giderken, davacıya, başka işyerlerinde çalışma teklifi götürüldüğüne dair bilgi-belge de sunmamış, feshe son çare olarak başvurduğunu da ispatlayamamıştır.
O halde, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyulmadığından, fesih geçersiz olup mahkemenin işe iade kararı isabetlidir. Ancak, mahkemece, davacının fesihten önceki işyerindeki işe iadesine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacının çalıştığı şubenin adresi ... Mahallesi, .../... olup, ... Ticaret Odasının sunduğu tescil ve ilan bilgisine göre, bu adresdeki işyeri şahıs firması (şube) olup şahsın başvuru dilekçesinden şubeyi kapattığı keyfiyetin TTK’ya uygun olarak 14.08.2014 tarihinde tescil edildiği ilan olunmuştur. Hatta, ... ilindeki toplam 4 şube için de aynı işlem yapılmıştır. Davalı tanığının anlatımına göre de, ... ilinde davalı ...’e ait işyeri kalmadığı, bunları başka şahsa devrettiği, davacının çalıştığı şubenin de faal olduğu ancak el değiştirdiği, halen ... lı isminde dava dışı bir şahsın işlettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davacının fesihten önceki işyerine işe iade edilmesi hatalıdır.
Yapılan bu tespit ve değerlendirmelere göre, davalı işverence yapılan fesih hem biçimsel koşullar yönünden hem de esas yönünden geçersiz olup davalının Türkiye genelinde başka işyerleri de bulunduğu anlaşıldığından, davacının davalı işyerine işe iadesine karar verilmesi gerekirken fesihten önceki işyerine iadesi ve karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı işyerine İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 165,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’e göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 11/02/2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.