15. Hukuk Dairesi 2016/5191 E. , 2018/101 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı-birlşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... ile davalı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili; birleşen dava ise eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili amacıyla girişilen ilâmsız icra takibine vakî itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılmış olup; mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, davalı-birleşen dosya davacısı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-birleşen dosya davacısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı-birleşen dosya davacısının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflar arasında vade farkı uygulacağına ilişkin yazılı satım sözleşmesi bulunmadığı gibi vade farkı ödeneceğine dair teamül halini alan fiili bir uygulama ve kararlaştırma da bulunmamaktadır. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan 06.03.2014 tarihli raporda, davalı alıcının açılış ve kapanış tasdiki süresinde ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olan ticari defterinde davacı-birleşen dosya davalısı satıcının vade farkı ile ilgili düzenlediği iki adet faturasının kayıtlı olmadığı saptanmıştır. Buna rağmen mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı-birleşen dosya davalısı satıcının inşaat malzemeleri satımına ilişkin diğer faturaları ile birlikte icra takibine dayanak yaptığı 30.06.2013 günlü, 366745 nolu 53.197,94 TL ve 366746 nolu 75.222,64 TL olmak üzere toplam 128.420,58 TL bedelli iki adet vade farkı
faturasının davalı alıcıya teslim edildiği ve davalının faturalara itirazının bulunmadığı gerekçesiyle vade farkı faturaları da dahil edilerek asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde yerel mahkemece yapılacak iş; yanlar arasında vade farkı uygulacağına ilişkin yazılı sözleşme, teamül halini alan fiili bir kararlaştırma ve uygulama bulunmadığından, davalının usulüne uygun tutulmuş olan ticari defterinde davacı-birleşen dosya davalısı satıcının vade farkı ile ilgili düzenlediği iki adet faturası kayıtlı olmadığından, vade farkı faturalarına ilişkin istemin reddine karar vermekten ibarettir.
3-Davalı-birleşen dosya davacısı alıcı-yüklenicinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Türk Medeni Kanunu"nun 6. ve 6100 sayılı HMK"nın 190. maddeleri gereğince müddei, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı yüklenici, davalı iş sahibi ile arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi olduğunu iddia etmekte ise de, davalı akdî ilişkinin olmadığını savunmaktadır.
Davacı yaptığı imalâtın bedelinin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK"nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ya da yemin delili ile ispat etmek zorundadır. Davacı yüklenici akdî ilişkinin varlığını yazılı belge ve senetle ispatlayamamış ise de; dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; mahkemece davacının yemin deliline dayandığı gözetilmeksizin, akdî ilişkinin yazılı belge ile ispatlanamadığı, tanıkla sözleşme ilişkisinin varlığının ispatlanamayacağı gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı alıcı-yüklenici yararına bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı-birleşen dosya davacısı alıcı-yüklenicinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı-birleşen dosya davacısına verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.