Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4108
Karar No: 2014/5319
Karar Tarihi: 25.03.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/4108 Esas 2014/5319 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/4108 E.  ,  2014/5319 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yunak Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/07/2012
    NUMARASI : 2010/77-2012/216

    Ö.. U.. ile Y.. U.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Yunak Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 18.07.2012 gün ve 77/216 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı vekilleri dava dilekçelerinde, 124 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 nolu parsellerin kadastro öncesi bir bütün olduğunu, vekil edeninin babası ve davalının dedesi Y. U.’dan kaldığını ve 1937 tarihli vergi kaydının Yakup adına çıktığını, bir kısım taşınmazların vekil edeni ile kardeşi olan İsmail adına tespit ve tescil edildiklerini, 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 124 ada 4 sayılı parselin vekil edeninin felçli ve ilçe dışında bulunması nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edildiğini, 1940 yılında Y. U. tarafından davalının babası ve vekil edeninin kardeşi İsmail’e satıldığından bahisle tespit ve tescil yapıldığını, bunun doğru olmadığını, muris Yakup tarafından hiçbir zaman bu taşınmazın satışa konu yapılmadığını, ½’sinin vekil edenine, ½’sinin ise davalının babası İsmail’e ait olduğunu açıklayarak dava konusu 124 ada 4 sayılı parselin tapu kaydının ½ oranında iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Y.. U.., yargılama sırasında dava konusu taşınmazın babasından kaldığını, davacının taşınmazla bir ilgisinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “…kardeşler arasında fiili taksimin yapıldığını, 124 ada 3 ve 4 sayılı parsellerin davalı ile kardeşi Mehmet tarafından kullanıldığını, aynı ada 2 sayılı parselin davacı tarafından tasarruf edildiğini, 124 ada 4 sayılı parsel üzerinde davacının bir hakkının olmadığını, yapılan tespitin doğru olduğunu gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine…” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasına ilişkindir.
    Mahkemece, kardeşler arasında fiili taksimin yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan Y.U.’dan kaldığı ve onun adına vergide kayıtlı bulunduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kadastro tutanağının edinme sebebine göre 124 ada 4 sayılı parselin İsmail oğlu Y. U. tarafından 1940 yılında bedeli karşılığında Y, oğlu İ, U,’a satarak zilyetliğini devrettiği gerekçesiyle 07.10.2004 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında İsmail oğlu Y.. U.. adına tespit edildiği ve kadastro tutanağının 04.01.2005 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kaydının oluştuğu belirlenmiştir.
    Davacı vekilleri ile dava dilekçelerinde; böyle bir satışın olmadığını, Yakup’un taşınmazı satmadığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kök muris İsmail oğlu Yakup’tan kalan taşınmazların ölümü sonrası mirasçıları arasında ve tüm mirasçılarının katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde paylaşılıp paylaşılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları bu konuda yetersiz kalmaktadır. Mahkemece, muris Yakup’un mirasçıları arasında paylaşımın yapılıp yapılmadığı yönünde yerel bilirkişi ve tanıkları herhangi bir soru yöneltmediği gibi bu konu üzerinde de durulmamıştır. Terekeye dahil bir taşınmazların fiili taksime karine olabilmesi için taksim edildiği tarihten itibaren dava tarihine kadar en azından arada bir insan ömrünün geçmiş olması gerekir. Somut olayda böyle bir olgunun gerçekleştiği düşünülemez. O halde mahkemece yapılacak iş taşınmazın kendisinden kaldığı anlaşılan İsmail oğlu Yakup’un (ölüm tarihi 01.01.1943) tüm mirasçılarını gösterir veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, veraset belgesi alındığında dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması halinde keşif yerinde dinlenilmeleri, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunan Yakup’un terekesine dahil taşınmazların tüm mirasçılarının katılımı ile yöntemine uygun bir biçimde kendi aralarında taksim edip etmedikleri, taksim etmişlerse hangi mirasçıya nerelerin düştüğü, 124 ada 4 sayılı parsel ile onunla birlikte kullanılan ve aynı vergi kaydı kapsamında kalan 1, 2, 3, 5 ve 6 nolu parsellerin taksim sonucu kimlere düştüğü, ya da taksime dahil edilip edilmediği yönlerinde yerel bilirkişi ve tanıklara sorular yöneltilerek açıklığa kavuşturulması, taksim sonucu mirasçılara düşen ve dava dışı kalan parsellere ait tapu kayıtları ile kadastro tutanaklarının tapu müdürlüğünden getirtilerek taksim konusunda mahkemece değerlendirilmesi, davacının iddia ettiği gibi dava konusu 4 sayılı parselin kendisinin babasıyla davalının babasına düşüp düşmediğinin açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi ve yine aynı madde uyarınca yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde ayrı ayrı dinlenilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi