8. Hukuk Dairesi 2014/3290 E. , 2014/5320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akdağmadeni Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2012
NUMARASI : 2006/278-2012/190
M.. Ç.. ile A. E. Petrol Ltd. Şti. ve Ş. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Akdağmadeni Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.05.2012 gün ve 278/190 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı A. E. Petrol Ltd. Şti. temsilcisi ve dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde;108 ada 1 sayılı parselin vekil edenine ait olduğunu, 109 ada 9 sayılı parselin ise davalı Şirket adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, kadastro öncesinde vekil edenine ait 1 sayılı parsel üzerinde olduğunu bildiği binanın kadastro sonrası kısmen 9 sayılı parsel üzerinde kaldığını öğrendiğini, binanın kapsadığı alanın 108 ada 1 sayılı parsele ait olduğunu açıklayarak vekil edenine ait binanın bulunduğu bölümün asıl maliki vekil edeni olup 109 ada 9 sayılı parsel içinde kalan bu bölümün bu parselden ifrazı ile 108 ada 1 parsele ilavesinin, binanın bulunduğu bölümün iptal ve tescil edilmemesi halinde iyi niyetle yapılmış bina değeri arsa değerinden olması nedeniyle binanın arsasının bedeli karşılığında vekil edenine bırakılmasına, yine arsanın bedeli karşılığında vekil edeninin binası için üzerinde irtifak hakkı kurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Şahnaderesi Köy Tüzel Kişiliği"ni temsilen köy muhtarı yargılama oturumuna katıldığı halde davanın esası hakkında herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Dahili davalı Hazine temsilcisi yargılama oturumunda davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “… 109 ada 9 sayılı parselin ifrazı ile sonradan oluşturulan 109 ada 15 nolu parselin tapusunun iptaline, 14.12.2011 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide F ile gösterilen 73,06, H ile işaretlenen 100,57 m2"lik yerlerin davacı adına tesciline, aynı bilirkişi raporunda yolda kalan ve ekli krokide C harfiyle belirlenen 1,89, A ile saptanan 47,24, B ile tespit edilen 31,93, C harfiyle işaretli 37,4 ve D harfiyle gösterilen 1,2 m2"lik kısımların yine davacı adına tesciline” karar verilmesi üzerine hüküm, davalı Şirket temsilcisi tarafından 109 ada 9 (sonradan 15) parsel içerisinde kalan F ve H ile gösterilen kısımlar bakımından yolda kalan A, G, B, C ve D ile işaretli hüküm fıkraları yönünden ise davalı Hazine temsilcisi tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, 109 ada 9 (sonradan 15) parsel içerisinde kalan binanın üzerinde oturduğu arsa bakımından tapu kaydının iptal ve tescili, olmadığı takdirde bedeli karşılığında iptal ve tescil ile yolda kalan taşınmaz bölümleri bakımından tescil isteğine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere ve tapu kayıtlarına göre 108 ada 1 sayılı parselin tespiti 01.08.2001 tarihinde yapılmış olup, kadastro tutanağı 13.12.2001 tarihinde, 109 ada 9 sayılı parselin tespiti 06.08.2001 tarihinde yapılmış olup, kadastro tutanağı ise 13.12.2001 tarihinde kesinleşmiştir. 108 ada 1 sayılı parselin ilk maliki N.Ç.’tir söz konusu parsel 17.05.2002 tarihinde tapuda yapılan resmi satışla A. oğlu A.. Ö..’a satılmış daha sonra bu kişi tarafından 03.11.2004 tarihinde aynı şekilde yapılan satış ve devirle feri müdahil olarak davaya katılan M.. Ş..’e satılmıştır. M.. Ş..’de 17.07.2006 tarihinde 108 ada 1 sayılı parseli tapuda yaptığı satış ve devirle davacı M.. Ç..’a intikalini sağlamıştır.
01.06.2007 tarihinde yapılan ilk keşifte, dinlenen yerel bilirkişiler ile tanıklar bina ve havuzun A.. Ö.. tarafından yapıldığını bildirdiklerine göre söz konusu binanın 108 ada 1 sayılı parsel ile 109 ada 9 sayılı parselin kadastro tutanaklarının kesinleştiği 13.12.2001 tarihinden sonra yapıldıklarının kabulü gerekir. Çünkü A.. Ö.. ilk malik N.Ç.’ten 108 ada 1 sayılı parseli 17.05.2002 tarihinde kayden satın aldığı tapu kaydı ile sabittir. Bu durum karşısında davacının kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak davayı açtığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Davacı M.. Ç.. 17.07.2006 tarihinde 108 ada 1 sayılı parsel M.. Ş..’den satın aldığına göre davacının mülkiyetten doğan şahsi hakkı TMK.nun 713. maddesi uyarınca satın aldığı tapu kaydı ile bu parsele ait çap miktarıyla sınırlı olduğunun kabulü gerekmektedir.
Öte yandan, hükme esas alınan teknik bilirkişi S. Ş.’in 13.12.2011 tarihli rapor ve ekli krokiden de açıkça anlaşıldığı üzere kabulüne karar verilen ve krokide F, H harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin 109 ada 9 (15), I harfiyle işaretli yerinde aynı parsel içerisinde kaldığı ancak mahkemece hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, aynı rapor ve krokide A, G, B, C ve D harfleriyle işaretli taşınmaz bölümlerinin kadastral yolda kaldıkları yine yolda kalan E harfiyle belirlenen taşınmaz bölümü hakkında mahkemece herhangi bir hüküm kurulmadığı saptanmıştır.
Yolda kalan ve haklarında kabul kararı verilen A, G, B, C ve D harfleriyle işaretlenen yerler üzerindeki davacının zilyetliğinin en erken 108 ada 1 sayılı parsel satın aldığı 17.07.2006 tarihinden itibaren başladığının kabulü gerekir. Söz konusu kadastral yol hali hazırda aktif bir yol ve orada gelip geçenler tarafından kullanılmakta ise bu tür yerlerin zaten kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmeleri mümkün değildir. Ancak, kapanan yollar ve yol artıklarının TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi gereğince diğer kazanma koşulları yanında 20 yıl süreyle kullanılması halinde zilyetlikle edinilmeleri mümkündür.
Davacının 108 ada 1 sayılı parseli satın aldığı 17.07.2006 tarihinden davanın açıldığı 23.08.2006 tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık zilyetliği dolmadığı dosya kapsamıyla sabit bulunduğuna göre tüm istekler yönünden (tapu iptali tescil ve tescil) davanın reddine karar verilmesi gerekirken iptal ve tescil ile tescil yönünden kabul kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Saptanan bu somut olgular karşısında 109/9 (15) parsel üzerindeki binanın arsası için mahkemece, TMK.nun 724. maddesi karşısındaki davacının isteğinin ve hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir.
Davalı Şirket temsilcisi ile dahili davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı Şirket"e iadesine 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.