Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/5625
Karar No: 2014/1769

Kasten öldürme - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2013/5625 Esas 2014/1769 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2013/5625 E.  ,  2014/1769 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No: 1/B - 2013/60180
    MAHKEMESİ : Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ ve NO : 26/12/2012, 2012/213 (E) ve 2012/376 (K)
    SUÇ : Kasten öldürme

    Sanık U.. U.. hakkında maktulü kasten öldürme suçundan kurulan hüküm yönünden;
    İncelenen dosya içeriğinden;
    - Olay yeri tespit tutanağın göre; 31.01.2008 günü Esenyurt Beldesi, İnönü mahallesi, 374. sokak üzerinde, maktul ve yakınlarının işlettiği Acar Kafe isimli kahvehane önünde ateşli silah ile yaralama ihbarının alınması üzerine, jandarma görevlilerinin olay yerine gittikleri, olayla ilgili bir emare bulamadıkları ve yaralıların hastaneye götürüldüğünü öğrendikleri, yaralılar Orhan ve Murat ile hastanede yaptıkları görüşmede, mağdurların mahalle pazarında pazarcılık yaptıklarını, olayın alacak verecek meselesinden çıktığını, kendilerini vuran şahsı tanımadıklarını, kahvehanede bulunan kişilerin ve kahvehane sahibinin yaralayan şahsı gördüklerini veya kahvehane sahibinin kendilerini vurduğunu belirledikleri, bunun üzerine jandarma görevlilerinin Acar Kafe isimli işyerine gelip, katılanlar Zabit, İbrahim ve Necati’yi dışarıya çağırdıkları, bu sırada olay yerine yakın yerde bulunan mahalle pazarından 15- 20 kişilik bir grubun gelerek, kahvehanede bulunan 10 kişilik grupla tartışmaya başladıkları, tartışma sırasında her iki grubun birbirlerine taş ve sopalarla saldırdıkları, kavga etmeye başladıkları, hakkında verilen beraat kararı temyiz edilmeksizin kesinleşen ve pazarcıların akrabası olan sanık Adnan’ın belinde tabanca görülerek jandarma arabasına bindirildiği, kavga devam ettiği sırada maktulün ağız ve boyun kısmından kan aktığının görülmesi üzerine havaya uyarı ateşi açıldığı, maktulün yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı, olay yerinde bir adet tabanca ile üzerinde kan lekesi olan bir adet bıçak ele geçirildiği,
    - Otopsi raporuna göre; maktulün kesin ölüm sebebinin boyun sol yanda muhtemelen iki hareketle oluşturulması mümkün bir adet kesici delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar kesilmesinden gelişen dış kanama ve kan aspirasyonu olduğu,
    - 02.05.2008 tarihli ekspertiz raporu ile bıçak üzerinden transfer edilen kan lekesinin maktulün genotip özellikleri ile uyumlu olduğunun belirlendiği,
    -Olay günü haklarında verilen beraat kararı kesinleşen sanıklar Necdet, Kemalettin ve Adnan’ın yakalandıkları, aynı gün maktulün kardeşi olan katılan Necati ile tanık A.. C..’un maktule bıçakla vuran kişi olarak sanık Kemalettin’i teşhis ettikleri, sanıklar Ufuk ve Hasan’ın isimlerinin bu aşamaya dosyada yer almadığı,
    - Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 15.05.2008 gün ve 2008/1636 iddianame numaralı iddianamesi ile sanıklar Necdet, Kemalettin ve Adnan hakkında maktul Ahmet’i kasten öldürme suçundan kamu davası açıldığı,
    - İlk oturumdan bir gün önce mahkemeye gönderilen isimsiz mektupta, kahvehane önünde Orhan ve Murat isimli kişilerin tabanca ile yaralanmasını öğrenen H.. U..’nun olay yerine taksi ile gelerek kavgayı başlattığı, U.. U..’nun ise maktule bıçakla vurarak öldürdüğü ve bu kişilerin yakalanamadığının belirtildiği,
    - Katılanın hazırlık aşamasında tanık listesi sunduğu, bu listede ismi bulunan tanık Hıdır’ın hazırlık aşamasında maktule bıçakla vuran kişiyi gördüğünde kesinlikle tanıyabileceğini beyan etmesine rağmen teşhis yaptırılmadığı, tanık Gülabi’nin ise maktulü öldürenin yüzünü tam göremediğini belirttiği, 14.11.2008 tarihli oturumda sanık Kemalettin müdafiinin, sanık U.. U..’nun iki adet resmini ibraz etmesi üzerine, tanık Hıdır’ın fotoğraf net olmadığı için teşhis yapamayacağını, tanık Gülabi"nin ise fotoğraftaki şahsın maktule bıçakla vuran şahsa yüz şekli olarak benzediğini beyan ettiği, ayrıca her iki tanığın da huzurdaki sanıklar Necdet, Kemalettin ve Adnan’ın maktulü bıçaklayan kişi olmadığını belirttikleri,
    - Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen sanık Kemalettin’in hazırlık aşamasında suçu inkar ettiği, maktule bıçakla kimin vurduğunu görmediğini belirttiği halde, yargılama aşamasında maktulü sanık U.. U..’nun öldürdüğünü, diğer sanıkların da olay yerinde olduğunu söylediği,
    - Mahkemece yapılan suç duyurusu üzerine sanıklar H.. U.. ve U.. U.. hakkında olay tarihinden 1 yıl 3 ay sonra maktul Garip’i öldürme suçundan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2009 gün ve 2009/1634 iddianame numaralı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, diğer sanıklar hakkındaki kamu davası ile birleştirilmesine karar verildiği,
    - Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen sanık Adnan’ın hazırlık aşamasında, suçu inkar ederek, olay yerinde olduğunu, kolluk kuvvetlerinin belindeki silahı görmeleri üzerine jandarmaya ait araca götürüldüğünü, maktule bıçakla vuran şahsı görmediğini belirttiği, yargılama aşamasında ise maktulün yaralanmasından sonra sanık Kemalettin’i elinde bıçakla kaçarken gördüğünü savunduğu,
    - Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen sanık Necdet hazırlık aşamasında suçu inkar ederek, olay yerinde olduğunu, maktul haricinde bir başka kişiyle kavga ettiğini belirttiği, yargılama aşamasında ise önce sanık Ufuk’u olay sırasında görmediğini belirtmesine rağmen, 08.04.2010 tarihli oturumda olay sırasında amcasının oğlu olan sanık Ufuk’un maktul ile kavga ettiğini, maktulün ağzından ve boğazından kan geldiğini, bunun üzerine sanık Ufuk’un yanına giderek ne yaptın diye sorduğunda sanığın şok halinde elindeki bıçağı öne doğru boşluğa dürter gibi yaptığını, sonra bıçağı atarak kaçtığını savunduğu,
    - Hakkında verilen beraat kararı kesinleşen sanık Hasan’ın suçu inkar ederek, akrabaları olan mağdurlar Orhan ve Murat’ın tabanca ile yaralandıklarını öğrenmeleri üzerine kardeşi olan sanık Ufuk ile birlikte hastaneye gittiklerini, olay sırasında hastanede olduklarını, bu sırada maktulün hastaneye getirildiğini, bir hemşirenin maktulün ve akrabalarının hastaneye geldiği belirtilerek sorun çıkmaması için kendilerini bir odaya götürüldüğünü, 3-4 saat oda da beklediklerini savunduğu,
    - Sanık Ufuk’un ise suçu inkar ettiği, akrabaları olan mağdurlar Orhan ve Murat’ın yaralandıklarını öğrenmeleri üzerine ağabeyi olan sanık Hasan ile birlikte hastaneye gittiklerini, olay sırasında hastanede olduklarını, bu sırada maktulün hastaneye getirildiğini, hemşirenin, maktulün ve akrabalarının hastaneye geldiği belirtilerek sorun çıkmaması için kendilerini bir odaya götürdüğünü, oda da 3-4 saat burada beklediklerini savunduğu,
    - Katılan Necati’nin, kollukta maktule bıçakla vuranın sanık Kemalettin olduğunu teşhis etmesine rağmen, yargılama aşamasında maktule bıçakla vuran kişiyi arkasından gördüğünü, siyah saçlı birisi olduğunu belirttiği, teşhis edemediği, olay yerinde sanık Ufuk’u görmediğini, sanık Hasan’ı gördüğünü belirttiği,
    - Katılan İbrahim’in kollukta esmerimsi yüzlü, orta boylu genç birinin maktule bıçakla vurduğunu, yargılama aşamasında ise kendisinin sanıklardan Necdet ile kavga ettiği sırada maktule bıçakla vuran kişiyi arkadan gördüğünü belirttiği, teşhis edemediği, diğer sanıklar Necdet, Hasan ve Kemalettin’in de kavgaya karıştığını belirttiği,
    - Tanık A.. C..’un kollukta maktule bıçakla vuran kişi olarak sanık Kemalettin’i teşhis ettiği ancak ölmesi nedeniyle mahkemece dinlenemediği,
    - Tanık Hıdır’ın hazırlık aşamasında maktulü öldüreni teşhis edebileceğini belirttiği, yargılama aşamasında 23.01.2009 tarihli oturumda sanık Ufuk’un fotoğrafının net olmadığını belirterek teşhis edemediği, maktule vuran kişinin pazar önlüklü, esmer, siyah saçlı, zayıf biri olduğunu, 22.10.2009 ve 24.06.2010 tarihli oturumlarda ise maktule bıçakla vuran şahsı sanık Ufuk olarak teşhis ettiği,
    - Tanık Gülabi’nin hazırlık aşamasında maktule bıçakla vuranın yüzünü tam göremediğini belirttiği, yargılama aşamasında 19.09.2008 tarihinde maktulü bıçaklayının zayıf, esmer, sakallarının üçte biri sarışın bir şahıs olduğunu, gördüğünde teşhis edebileceğini, 23.01.2009 tarihinde sanık Ufuk’un fotoğrafı net olmamasına rağmen çene ve yüz yapısı ile maktulü öldürene benzediğini, 22.10.2009 tarihinde ise maktule vuranın sanık Ufuk olmadığını ve olay yerinde görmediğini, maktulü öldürenin sakallarının sarı olduğunu beyan ettiği,
    - Tanık Orhan’ın 19.09.2008 tarihli beyanında tabanca ile ismini bilmediği kişiler tarafından yaralanınca hastaneye götürüldüğünü, olayı duyan amca çocukları olan sanıklar Hasan ve Ufuk’un hastaneye geldiğini belirttiği, 27.01.2010 tarihli oturumda ise tanıklıktan çekinme hakkını kullandığı,
    - Tanık Şerafettin’in mahkemede gençten kirli sakallı birinin maktule vurduğunu beyan ettiği,
    - Tanık Halise kollukta maktulü bıçaklayan şahıslardan birinin orta boylu, hafif tombul, gri bereli biri olduğunu, yargılama aşamasında tarif ettiği kişinin olay yerinde olduğunu, maktulü öldüreni görmediğini belirttiği,
    - Sanık Ufuk savunma tanıkları Fermani, Müjdettin ve Sadık"ın tabanca ile yaralama olayı olduğunu öğrenince sanıklar Hasan ve Ufuk ile hastaneye gittiklerini, öldürme olayı sırasında hastanede olduklarını belirttikleri,
    - Mahkemece yapılan gözlem sonucu sanık Ufuk’un 1.70 boylarında, 70-75 kilo ağırlığında, esmer, siyah saçlı ve saçlarının başın üst kısmında dökülmüş olduğunun belirtildiği,
    Mahkemesince sanık Ufuk’un öldürme suçundan mahkumiyetine, sanıklar Necdet, Kemalettin, Adnan ve Hasan’ın beraatine karar verildiği, hakkında beraat kararı verilen sanıklar yönünden hükümlerin temyiz edilmeği,
    Her ne kadar sanık Ufuk’un kavga sırasında maktul Garip’i bıçakla vurarak öldürdüğü kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
    Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı, ceza mahkûmiyetinin yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması ve bu ispatın hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olması gerektiği, yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmanın, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına geleceği, ceza yargılamasında mahkûmiyet hükmünün büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanması gerektiği, adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolunun da bulunmadığı gözetilerek;
    Katılan İbrahim ile tanık Abbas’ın olay günü maktulü öldürenin hakkında verilen beraat kararı kesinleşen sanık Kemalettin olduğunu, tanık Hıdır’ın ise 22.10.2009 tarihinde maktule bıçakla vuran kişinin sanık Ufuk olduğunu beyan etmeleri, sanıklar Kemalettin ve Necdet’in hazırlık aşamasındaki ifadelerinde sanık Ufuk’tan bahsetmemesine rağmen yargılama aşamasında maktule bıçakla vuranın sanık Ufuk olduğunu savunmaları, sanık Adnan’ın hazırlık ifadesinde maktulü öldüreni görmediğini ifade etmesine rağmen, 22.10.2009 tarihinde sanık Kemalettin’inin elinde bıçakla kaçarken gördüğünü savunması, sanık Hasan’ın ise olay sırasında sanık Ufuk ile birlikte hastanede olduklarını savunmaları ve dosya içeriği ile sanık Ufuk’un öldürme suçunu işlediğini gösterir, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmadığı anlaşıldığı halde, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı olup, sanık Ufuk müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla kabul edilerek re’sen de temyize tabi bulunan hükmün bu nedenle tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanık U.. U.."nun tahliyesine, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise derhal tahliyesinin temini için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına 21.03.2014 günü oybirliği ile karar verildi.
    21.03.2014 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı H.. Y.. K.."ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık U.. U.. müdafii Avukatlar E.. S.. ile T.. B..’ın yokluklarında 27.03.2014 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi