
Esas No: 2010/34444
Karar No: 2014/2101
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2010/34444 Esas 2014/2101 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 10 - 2009/11233
Mahkeme : İZMİR 6. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası : 18.06.2008 – 2007/275 esas ve 2008/175 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Adli sicil kaydında yer alan İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2004/341 esas ve 2005/168 karar sayılı ilamı ile kasıtlı suçtan verilen hapis cezasına ilişkin mahkûmiyeti nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilen ve eleştiri dışında yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Adli para cezasının, 5083 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun‘un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, YTL olarak hükmolunan adli para cezasının TL"ye dönüştürülmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Başkan Vekili Ali Kınacı"nın tekerrür yönünden ve diğer aykırılık nedeniyle hükmün bozulması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oyçokluğuyla, 28.03.2014 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.04.2007 tarih ve 2007/71-98 sayılı kararına yazdığım karşı oy gerekçemde belirttiğim nedenlerle;
Tekerrür, 5237 sayılı TCK’nın birinci kitabının, üçüncü kısmının, ikinci bölümünde yer alan “güvenlik tedbirleri” başlığı altındaki 58. maddesinde düzenlenmiş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise bir “infaz rejimi” olduğu belirtilmiştir.
Cezayı etkileyen bir neden olarak kabul edilmediğinden, gerek 1412 sayılı CMUK’nın halen yürürlükte olan 326. maddesinin son fıkrasında, gerekse 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin (4) numaralı fıkrasında öngörülen “hükmün sanık lehine temyizi üzerine bozulmasından sonra yeniden verilen hükmün, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz” biçimindeki kuralın kapsamı dışında kalmaktadır. Başka bir anlatımla, 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkralarının uygulanmaması ya da uygulanması ile ilgili hata yapılması durumunda, temyizin sanık lehine olup olmadığına bakılmaksızın hükmün bozulması gerekir.
Somut olayla ilgili olarak, tekerrür oluşturan mahkûmiyeti nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6 ve 7. fıkralarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır.
Açıkladığım nedenle ve adlî para cezasının TL olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunmasından dolayı, sanık hakkındaki hükmün bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, tekerrür hükümlerinin uygulanmamasının eleştirilmesi ile yetinilerek ve YTL olarak hükmolunan adlî para cezasının TL"ye dönüştürülmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 28.03.2014