17. Hukuk Dairesi 2014/23614 E. , 2017/5007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 02/06/2010 tarihinde davalılardan ..."in işleteni olduğu, diğer davalı ..."in sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla seyir halinde iken, kavşaklarda geçiş hakkı kurallarını ihlali sonucu, müvekkilinin sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı motorsiklete çarpması suretiyle, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olayda davalı ..."in 8/8 kusurlu olduğunu, 23/06/2010 tarihli Ali Tıp raporuna göre, müvekkilinin vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyeceği, yüz sınırları içindeki lezyonların yüzde sabit iz yüzün sürekli değişikliği yönünden olay tarihinden en az 6 ay sonra Adli Tıp Uzmanı tarafından yapılacak kontrol muayenesi ile değerlendirilmesinin uygun olduğu, sol alt ekstremite işlevinin sürekli zayıflaması/yitirilmesi yönünden olay tarihinden en az 12 ay sonra ortopedi ve travmotoloji uzmanı tarafından yapılacak muayene sonrasında değerlendirilebileceğinin belirlendiğini, doku kaybı ve yara izi sebebiyle psikolojik olarak sıkıntıya giren müvekkilinin tedavisinin ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümünde devam ettiğini, müvekkilinin 23 yaşında ve bekar olup, bu izlerin eş seçimi ve sonraki hayatında kendisini etkileyeceğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 16.04.2014 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 19.298,17 TL olarak ıslah etmiştir.
Davacı vekili, 24.09.2011 tarihli dilekçesinde 5.000,00 TL maddi tazminat isteminin 4800,00 TL sinin kazanç kaybı, 200,00 TL sinin ... tarafından karşılanmayan tedavi, bakım ve yol masraflarına ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Davalılar vekili, Davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin geçiş hakkını ihlal etmediğini, olayda kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, olayda kasıt bulunmadığını, müvekkilinin olay sonrasında davacı ile görüşüp anlaşmaya çalıştığını ancak davacının uzlaşmaktan kaçındığını, yeniden olay yeri incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin aracının ... ... AŞ tarafından trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, ... şirketine davanın ihbar edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 19.298,17 TL maddi tazminatın, 5.000 TL si yönünden kaza tarihi olan 02/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, kalan miktarın Davacının ıslah talebinde faiz isteminin olmadığı göz önünde tutularak, (14.298,17 TL) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya verilmesine; 6.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller
dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, kaza tarihi, kusur durumu, yaralanmanın niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumularına ilişkin hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve manevi tazminat miktarı bir miktar artırılmak suretiyle hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. her ne kadar davacı vekili, 16.04.2014 tarihli dilekçesinde faize ilişkin bir talepte bulunmamış ise de dava dilekçesinde fazlaya ilşkin haklarını saklı tutarak kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep temiştir. O halde, davalılar yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolubentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.700,80 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 04.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.