
Esas No: 2014/11928
Karar No: 2015/3184
Karar Tarihi: 24.03.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/11928 Esas 2015/3184 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.09.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 27.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı yüklenici şirket vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat isteğine ilişkindir.
Davalı arsa sahibi ... vekili, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirdiğini ve davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı yüklenici şirket ... vekili, davacının proje kapsamında bağımsız bölüm aldığını ve ödemelerini yaptığını, davanın tapuların temini işlemleri sırasında açıldığını, kat mülkiyeti tesisi ve iskan alınması gibi idari işlerin tamamlanması için girişimlerin sürdüğünü ve bu aşamada açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 10.10.2013 tarihinde davacı adına tescil edilmesi nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Hükmü davacı vekili ve davalı yüklenici şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda davanın sonucuna göre taraflar yararına hükmedilecek vekâlet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Taşınmazlarla ilgili davalarda vekâlet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan miktardır. Her iki tarafın da harca tabi olması durumunda yukarıda belirtilen ilkelere göre vekâlet ücretinin hesaplanacağı tartışmasızdır.
Somut olaya gelince; dava tüketici mahkemesi sıfatıyla açıldığı için dava dilekçesinde değer gösterilmemiştir. Tüketici harçtan muaf olmakla birlikte dava dilekçesinde dava değerini bildirmesi gerekir. Davacı vekili, 14.01.2014 tarihli celsede dava değerini 613.500,00 TL olarak belirtmiş ve vekalet ücretinin bu değere göre hesaplanmasını istemiştir. Ancak dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri konusunda yaptırılan bilirkişi incelemesinde taşınmazın değeri 540.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Bu durumda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi nazara alınarak 540.000, 00 TL üzerinden davacı yararına nisbi vekalet ücretine ve davacı vekilinin duruşmada belirttiği dava değeri ile taşınmazın keşifte belirlenen değeri arasındaki fark oranında da davalı yüklenici şirket yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran davalı vekiline iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.