11. Hukuk Dairesi 2016/3542 E. , 2016/3924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.12.2014 tarih ve 2013/300-2014/392 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına 41. sınıflarda tescilli 2009/70561 sayılı ve "... + şekil" unsurlu markayı kullanarak kitap yayım ve satım faaliyetlerinde bulunduğunu, müvekkilin yayımlayıp sattığı "..." markalı test kitaplarının piyasada tanınır hale geldiğini, davalı şirketlerin müvekkilinin iznini almaksızın aynı markayı kendi mal ve hizmetlerinde kullandıklarını, davalı şirketlerin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ederek ürettikleri kitapları müvekkilinin satış fiyatının yarısına piyasaya sunduklarını, bu nedenle müvekkilinin ticari faaliyetini devam ettiremez duruma geldiğini, müvekkilinin müşteri çevresi, kredi ilişkileri, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri ve diğer ekonomik menfaatlerinin zarar gördüğünü ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün tespiti, markaya tecavüzün önlenmesi, haksız rekabetin men’i ve ortadan kaldırılmasına 1.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı limited şirket vekili, dava dışı ....."nin yıllardır işletme adı ve ticaret unvanı olarak davacının adına marka olarak tescilli isim ve amblemi kullandığını, müvekkilinin belirtilen firmaya ait eserlerin gerek internet üzerinden gerekse basılı örneklerinin alım satımını yapmakta olduğunu bu eserlerin güncelliğinin kaybolduğunu ve birçok eserin baskısı da bulunmadığını, davacının yıllarca alım-satımını yaptığı eserlerin üzerinde yer alan isim ve amblemi kötü niyetli olarak kendi adına tescil ettirdiğini ve daha sonra da kötü niyetli olarak bu eserlerin dağıtımını yapan müvekkiline karşı davayı açtığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, 2003 yılında kurulan ..."nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı ..."un aynı zamanda davalı ....."nin de ortağı ve müdürü olduğu, ... ."nin tasfiye işlemlerinin 2011 yılında tamamlandığı, davacının ise ... ibaresinin kendisi adına marka olarak tescili için 2009 yılının sonunda başvuruda bulunduğu, tescilin 24.11.2011 yılında gerçekleştiği, davalı şirketin kendisi ile aynı ortaklık yapısına ait ... Şirketi zamanında ve davalının marka başvurusu öncesinde yayımlanan eski baskı kitapları pazarlamasının marka hakkı ihlali niteliğinde olmadığı, davalı şirketin yasal dönemde ve hukuka uygun olarak yayınlanan kitapları davacının marka başvurusu ve tescil tarihinden sonraki dönemde satışa sunmasının marka ihlali yaratmayacağı, davalı şirketin bizzat ... markasını kullanarak kitap yayını ve yayımı yaptığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu “...” markasının davacı adına tescilinden önceki dönemde de davalı tarafça marka olarak kullanıldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 29,20 TL temyiz ilam harcının davacıdan alınmasına, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.