5. Ceza Dairesi 2014/744 E. , 2014/7526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
TCK"nın 212. maddesi ve 25/01/2012 tarihli iddianamede yer alan "... herhangi bir iade ya da müsadere kararına dayanmayan yazıları hazırlarken bankada bulunan emanet para hesabından usulsüz para çekmeyi hedeflediği, bu amaçla kimi zaman muhabere numarası üzerinden, kimi zaman da alakası olmayan emanet numaralarından iade ya da müsadere kararı varmış gibi yazılar hazırladığı" şeklindeki değinme nazara alınarak sanık hakkında kamu görevlisinin zincirleme şekilde resmi belgede sahteciliği fiili yönünden zamanaşımı süresi içinde mahallinde yasal işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Bilirkişi kurulu raporlarının içerikleri, başka yer Cumhuriyet Başsavcılıklarıyla yapılan yazışmalar, banka hesap dökümleri, hayatın olağan akışı, suç tarihleri ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; ... (CMK"nın 250. maddesi ile görevli) Cumhuriyet Başsavcılığında emanet memuru olarak görev yapan sanığın adli soruşturmalar kapsamında diğer Cumhuriyet Başsavcılıkları veya İl Emniyet Müdürlükleri tarafından adli emanete alınmak üzere kendisine teslim edilen veya banka hesabına havale edilen bir kısım paraları uhdesinde bırakmak amacıyla hiçbir deftere kaydetmediği veya uzun süreli gecikmelerle kaydettiği, kuryeyle getirilen paraları aldığına dair tanzim edilip teslim edenlere verilen belge suretlerini ilgili dosyalara eklemediği, keza 2006 yılının kasa defterine önceki dönemlere ait tahsilatları yeniden girerek banka bakiyesine uygun hale getirdiği, eylemlerinin kurum içi basit bir inceleme ile veya amirlerinin denetimiyle ortaya çıkarılması tam anlamıyla mümkün olmayıp, ancak soruşturma başladıktan sonra bilirkişi tavsiyesine istinaden söz konusu birimlere
yazılan yazılarla sanığa teslim edilen emanet parası bulunup bulunmadığının sorulması ve teslime ilişkin belge suretlerinin temin edilmesi ile bilirkişi kurulu tarafından banka hesap hareketleriyle karşılaştırmalı inceleme yapılmasından sonra bütün yönleriyle ortaya çıkarılabilmesi karşısında, suçun ortaya çıkmamasını sağlamaya yönelik söz konusu hileli davranışlar nedeniyle nitelikli boyuta varan bu fiiller ile diğer eylemlerinin kül halinde zincirleme biçimde nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı ve buna bağlı olarak TCK"nın 247/1-2, 43/1. maddeleri uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu sadece basit zimmetten ceza tayini,
Kabule göre de;
TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve 2002-2011 yılları arasını kapsayan süresi, 579.468 TL, 256.693 ABD doları ve 98.517 euro toplamı olarak kabul edilen zimmet miktarının yüksekliğine bağlı zarar ve tehlikenin ağırlığı, suç sayısı, suçların ağırlığı, kasıt yoğunluğu ve suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumu göz önüne alınarak temel ceza ile zincirleme suç nedeniyle yapılacak arttırımın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülerek alt sınırdan uygulama yapılması suretiyle eksik cezaya hükmolunması,
Sanığın yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca bu bentteki tüm hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sınırlı uygulama yapılması,
Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine vekalet ücretine hükmolunmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.