
Esas No: 2006/8013
Karar No: 2007/6467
Karar Tarihi: 16.04.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/8013 Esas 2007/6467 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/05/2006
NUMARASI : 359-314
Davacı, Ocak-Ağustos 1984 ve Ocak-Nisan 1995 aylarına ilişkin çalışmalarının gün toplamında hesaba dahil edilerek 31.12.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı B. Yöneticiliği iş yerinde geçen ve davalı kuruma süresinden sonra bildirilen 1984/1,2 ile 1995/1 dönem bordrolarında gösterilen çalışmalarının geçerli kabul edilerek davacıya yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Bu durumda, bu tür davalarda işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/21-1241, K.2000/1236 sayılı Kararı"da aynı esasları içermektedir.
Somut olayda, davacının 251300203099003412 sicil nolu B. unvanlı iş yerinde geçen 1984/I döneminde 120 gün, 1984/II döneminde 120 gün ve 1995/I döneminde 120 gün olmak üzere toplam 360 günlük çalışmalarına ait 4 aylık dönem bordrolarının sehven verilmediği gerekçesi ile iş veren tarafından 30.04.2003 tarihinde davalı kuruma verildiği, davalı Kurum tarafından kurum müfettişince tutulan 24.10.2003 tarihli tutanak gerekçe gösterilerek süresinde verilmeyen bordroların işleme alınmadığının 15.06.2005 tarihli yazı ile davacıya bildirildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, verilecek kararın B. Yöneticiliğinin de hak alanını doğrudan etkilediği açıktır. Bu bakımdan, B. Yöneticiliği"nin davaya yöntemince dahil ettirilmesi için davacıya süre verilmesine, davaya dahil edilen işverenin davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklikler giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın davalı Kurumun huzuru ile sürdürülerek sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 16.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.