17. Hukuk Dairesi 2015/865 E. , 2017/5174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili, ... vekili, ... ve ... vekili, ... vekili, ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... Sistem Özel Güvenlik Gözetleme Bilgisayar Toplama İnsan Kaynakları Gıda İnşaat Nak.Tem.Yem ve Otom Hiz.San ve Tic Ltd Şti"nin 08.04.2003 tarihinde başladığı faaliyetini 06.04.2006 tarihi itibariyle resen terk ettirildiğini, ünvanının ... Sistem Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd.Şti olarak değiştirildiğini, 13.03.2007 tarihi itibari ile 2.944.499,56 TL vergi borcu olduğunu, davalıların kurucu ortak ve hisse devri yapılan kişiler olduğunu, davalı şirketin 2003- 2004 takvim yıllarına ait vergi inceleme raporlarında ... Özel Güvenlik şirketinin ortaklığından ayrılan ortaklardan ..., ... ve ..."in 08.04.2003 tarihinde birleşen dava davalısı ..."nin kardeşi... ile birlikte ... Sistem Özel Güv. Göz. Bil. Top. İns. Kay.Ltd.Şti"ni kurduğunu, Sistem Tem.Güv.Gıda İnş Taah.Tic ve San.Ltd.Şti ve ... Özel Güv.Ltd.Şti nezdinde yapılan vergi incelemesi sonucunda sahte fatura kullanma ve sahte fatura düzenleme nedeniyle vergi inceleme raporları yazıldığını, üç şirket ve ortakları arasında vergi kaçırma amacına yönelik organik bağlar olduğunun tespit edildiğini, şirketin sürekli olarak hisse devirleri yapılarak borçlarını ödemediği ve kamu alacağının tahsilini erteleyerek tehlikeye düşürdüğünü, işlemlerin muvazaalı yapıldığını, bu nedenlerle davalılar arasındaki tüm hisse devirlerinin iptaline, Ticaret Sicil Memurluğundaki tescil kaydının eski haline iadesine, 42837 ticaret sicil numaralı davalı şirketin kuruluşundaki ana sözleşmede yer alan ilk kurucuları ..., ..., ...,..., ... ve ..."nin şirketteki paylarını devrettikten sonraki dönemle ilgili vergi borçlarından da sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili, davalı borçlu ... Özel Güvenlik İnsan Kay.Org.Tem.Hiz Yem.Gıda San.Ltd Şti"nin 26.12.2000 tarihinde faaliyete başladığı, bilinen adreslerinde yapılan yoklamalarda bulunamadığından 15.02.2006 tarihi itibariyle resen terk ettirildiğini, 2001-2002 ve 2003 yıllarına ait defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde düzenlenen raporda; ..., ... ve ..."le ilgili ortaklık devir işlemlerinin sahte ve muvazaalı olduğu, borçlardan ve vergi hukukuna aykırı işlemlerden dolayı davalılardan ... ve eski ortakların kendilerini defter ve belgeleri ibraz etme sorumluluğundan kurtarmak için muvazalı devirler yaptıklarını, amme alacağının kesinleştiğini, bu nedenlerle davalılar arasında yapılan hisse devirlerinin iptalini istemiştir.
Davalı ... vekili, zamanaşımı nedeni ile davanın reddi gerektiğini ve devir tarihinden sonraki borçlardan sorumlu olunamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., şirkette asgari ücretle çalıştığını, şirketin asıl sahibi dayısı ... ... tarafından şirkete hissedar olmasının istenildiğini, yine şirkette belirli görevlerde çalışan kişilerin şirket ortağı olarak kayıtlarda gözüktüğünü, devleti zarara uğratma kastının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkiline ödeme emri gönderilmediğini ve kesinleşmiş ... takibi bulunmadığını, tasarrufun yapıldığı tarihten 5 yıl geçtikten sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkili hakkında kesinleşen kamu alacağının bulunmadığını ve kamu alacağının tahsilini engellemek amacı ile hareket edilmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini ,davalının şirket hisselerini devrettiği tarihte şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, hissedar olunmayan dönemlere ilişkin borçlardan sorumlu olunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin şirkette asgari ücretle çalıştığını ve getir, götür işleri yaptığını, şirket sahiplerinin şirket paylarının bir bölümünü hiçbir bedel istemeksizin devretmek istediklerini bu öneriyi kabul etmediği takdirde işine son verileceğini pay devrinin on günlük kısa bir süre için yapılacağını düşünerek ve işini yitirmemek için bu öneriyi kabul ettiğini 14.01.2004 tarihinde pay devrini hiçbir bedel ödemeden aldığını, davalının herhangi bir gelir ya da kazanç sağlamadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., hisseleri devrettiği tarih olan 14 Ocak 2004 tarihinde şirketin vergi borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., ... Zortuk ve ... duruşmadaki beyanlarında davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalı borçlu ... Sistem Özel Güvenlik Ltd. Şirketinin 13.03.2007 tarihi itibariyle 2.944.499,56 TL vergi borcu bulunduğu, bu sebeple şirket ortakları davalı ..., ...,..., ..., ... ve ..."ın sahip oldukları şirket hisselerini diğer davalılara devrettikleri, davalı şirket hissedarlarının hisselerini vergi dairesinin alacağının tahsilini önlemek amacıyla muvazaalı olarak gerçek değerinin çok altında devredildiği, devredilen hisse bedellerinin ödendiğine dair dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, şirketin aktif malvarlığının bulunmadığı, bu nedenle davacının vergi alacağını tahsil imkanının bulunmadığı, tasarrufun iptali koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin tespit edildiği belirtilerek, asıl ve birleşen 2009/44 Esas sayılı dosyadaki davaların kabulüne, davalı ... Sistem Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd Şirketi ortakları olan diğer davalılar arasında yapılan hisse devirlerinin iptaline, Ticaret Sicil Memurluğundaki tescil kaydının eski hale iadesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... vekili, ... vekili, ... ve ... vekili, ... vekili, ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı AATUHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-1086 Sayılı HUMK"nun 388. ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; 1086 Sayılı HUMK"nun 45. maddesi ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı davalar olup, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek asıl ve birleştirilen davalar için tek hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
2-HMK’nun 297/1-c maddesine göre mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi zorunludur. Yine Anayasanın 141/3 maddesi hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğini düzenlemektedir. Kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığı anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428.maddesi uyarınca ... incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanır. Diğer bir ifadeyle ... denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Mahkemece birleştirilen davanın kabul gerekçesi açıklanmaması da isabetli bulunmamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulmamış, HMK’nun 297/1-c maddesi gereği birleştirilen dava bakımından özellikle gerekçeden yoksun, sadece asıl ve birleşen 2009/44 Esas sayılı dosyadaki davaların kabulüne şeklinde bir ifadeye yer verilmiş, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı kabul gerekçeleri açıklanmamıştır. Bu yönleri ile karar usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili, ... vekili, ... ve ... vekili, ... vekili, ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ..., ... ve ..., ..., ... ve ..."e geri verilmesine 08/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.