8. Hukuk Dairesi 2014/5432 E. , 2014/5701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/174-2013/596
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, borçlu haline münasip evinin ve aynı zamanda aile konutu olan taşınmazın haczedildiğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; taşınmaz üzerine 28.08.2000 tarihinde ipotek konulmuş ise de dava tarihinden önce ipoteğe konu borç ortadan kalktığı, dava konusu taşınmazın davacının tek meskeni olup borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği taraf vekillerinin görüşü alınarak taşınmazın değerinin 60.000,00 TL civarında olacağının belirlendiği, keşif yapılmasının davanın sonucuna yarar sağlamayacağı kanaatine varılarak keşif yapılmasına gerek duymadan haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, hükmün alacaklı vekilince temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
İİK"nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan ve kendisinin, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi"nce, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı da kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, Mahkemece borçlunun ekonomik ve sosyal durumu araştırılmadan, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın ve borçlunun haline münasip evin değerinin bilirkişilerce tespit edilmeden evin borçlunun haline münasip evi olduğu kabul edilerek, haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, icra hukukunda asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu gözönünde bulundurularak, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve Yargıtay uygulaması nazara alınarak; borçlunun ekonomik ve sosyal durumunun, bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin tespiti ile bilirkişilerden haline münasip meskeni edinebileceği değerin net olarak yeniden belirlenmesinin istenmesi, tesbit edilecek bu değerin mahcuzun değerinden az olması halinde, mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine ödenmesine ve satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesinden ibarettir. Eksik incelemeye dayalı olarak ve yazılı gerekçeyle haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ:Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.