
Esas No: 2014/7036
Karar No: 2014/7036
Karar Tarihi: 10/12/2014
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
CİHAN MEHMETOĞLU VE ERKAN DEMİR BAŞVURUSU |
|
(Başvuru Numarası: 2014/7036) |
Karar Tarihi: 10/12/2014 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
Başkan |
: |
Alparslan ALTAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucular |
: |
Cihan MEHMETOĞLU |
|
|
Erkan DEMİR |
Vekilleri |
: |
Av. Seher ÖZMEN ORMAN |
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, “kasten
yaralama” suçunu işledikleri iddiasıyla yargılandıkları davanın
halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve manevi tazminat
talebinde bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 22/5/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/7/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 26/9/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 30/10/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından “nitelikli yağma, yağma suçuna
teşebbüs ve neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış kasten yaralama”
suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 22/4/2007 tarihinde gözaltına
alınarak, aynı tarihte Kızıltepe Sulh Ceza Mahkemesince “nitelikli yağma ve yağma suçuna teşebbüs”
suçlarından tutuklanmışlardır.
8. Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı, 9/8/2007 tarih ve
2007/1163 Soruşturma, 2007/66 Karar sayılı ayırma kararı ile başvurucular
hakkında “nitelikli yağma ve yağma suçuna
teşebbüs” suçlarına ilişkin soruşturma dosyasının ayrılmasına karar
vermiştir.
9. Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucular hakkında,
“neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış kasten
yaralama” suçundan soruşturmaya devam ederek, 30/3/2010 tarih ve
2007/1163 Soruşturma sayılı iddianame ile “kasten
yaralama” suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açmıştır.
10. Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesince, E.2010/233 sayılı
dava dosyasında yargılamaya başlanmış olup, yargılama halen anılan Mahkemede
devam etmektedir.
11. Başvurucular, 22/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
12. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86.
maddesinin (2) numaralı fıkrası, (3) numaralı fıkrasının (e) bendi ile 87.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 10/12/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 22/5/2014 tarih ve 2014/7036 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
14. Başvurucular, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülen soruşturma kapsamında 22/4/2007 tarihinde gözaltına alınarak aynı
tarihte tutuklandıklarını, “kasten yaralama”
suçunu işledikleri iddiasıyla 30/3/2010 tarihinde, Kızıltepe 2. Asliye Ceza
Mahkemesinde açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede
yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
15. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
16. Başvurucular, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca
haklarında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
17. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke
ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da
unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme
yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
18. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
19. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucular hakkında, “kasten yaralama” suçunu işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır.
Başvurucular hakkında isnat olunan suç 5237 sayılı Kanun’un 86. maddesinin (2)
numaralı fıkrası, (3) numaralı fıkrasının (e) bendi ile 87. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (c) bendinde hapis cezasını gerektirir şekilde
tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucular hakkındaki suç isnadına dayalı
yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvencesi kapsamına girdiği konusunda
kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
20. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anıdır. Somut başvuru açısından bu tarih, Kızıltepe
Cumhuriyet Başsavcılığınca başvurucuların gözaltına alındıkları 22/4/2007
tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai
olarak karara bağlandığı, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa
Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No:
2013/695, 9/1/2014, § 35).
21. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, “nitelikli yağma, yağma suçuna teşebbüs ve neticesi
sebebiyle ağırlaştırılmış kasten yaralama” suçlarından yürütülen
soruşturma kapsamında 22/4/2007 tarihinde gözaltına alınarak, aynı tarihte
Kızıltepe Sulh Ceza Mahkemesince “nitelikli
yağma ve yağma suçuna teşebbüs” suçlarından tutuklanan başvurucular
hakkında, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca, 9/8/2007 tarihli karar ile “nitelikli yağma ve yağma suçuna teşebbüs”
suçlarını işledikleri iddiasıyla düzenlenen soruşturma dosyasının ayrılmasına
karar verildiği, “neticesi sebebiyle
ağırlaştırılmış kasten yaralama” suçundan soruşturmaya devam
edilerek, 30/3/2010 tarihinde “kasten
yaralama” suçundan kamu davası açıldığı tespit edilmiştir. Kızıltepe
2. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2010/233 sayılı dosyasına kaydedilen davada,
6/4/2010 tarihli tensip zaptı ile yargılamaya başlandığı, başvurucuların
savunmaları ile mağdur ve müşteki beyanlarının alındığı, tanıkların dinlendiği,
delillerin toplandığı, uzun süre hâkim değişikliği nedeniyle dosyanın
incelemeye alındığı ve yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.
22. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
23. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep oldukları da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yönün bulunmadığı ve yaklaşık
sekiz yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu
sonucuna varılmıştır.
24. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
25. Başvurucular, makul sürede
yargılama yapılmadığı için ayrı ayrı 40.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmişlerdir.
26. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
27. Başvurucuların tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık sekiz yıldır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara
ayrı ayrı net 8.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
28. Başvurucular tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık sekiz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 8.300,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların
tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
D. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
F. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
10/12/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.