Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18813
Karar No: 2018/10279
Karar Tarihi: 07.11.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/18813 Esas 2018/10279 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/18813 E.  ,  2018/10279 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Asıl davada davacı vekili, 18/05/2010 tarihinde ... "a ait ... "ın sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobil ile seyri sırasında gerçekleşen tek taraflı kaza sonucu eşi ..."ın vefat ettiğini, eşinin vefatından sonra müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, yasal süresi içerisinde davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu ve 2.6.2010 tarihinde 41.221,00TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını ve zarar ile ödenen tazminat arasında fahiş fark olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıya başvuru tarihini müteakip 8. işgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesi ...Esas sayılı dosyada davacı vekili, aynı kazada davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını ve aylarca tedavi gördüğünü, bu süreçte mutat işlerinden geri kaldığını ve işgücü kaybına uğradığını, ... Devlet Hastanesinin
    29.6.2011 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporunda müvekkilinin %18 oranında malul kaldığının belirlendiğini, kaza öncesinde çiftçilik yaparak günlük 60,00TL gelir elde ettiğini, ancak ayağındaki eğrilik, kısalma ve şişkinlikten dolayı mutat işlerini dahi yapmakta zorlandığını, müvekkilinin geçici ve kalıcı işgöremezlik oranının ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, davalıya yapılan başvuru neticesinde 25.1.2012 tarihinde 16.024,68TL kısmi ödeme aldığını, yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10,00TL geçici ve 50,00TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalıya başvuru tarihini müteakip 8. işgünü bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, her iki davanın birleştirilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, her iki dava dosyasına sunduğu cevap dilekçelerinde, davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, yetki itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle davacıya 41.221,00TL ve 16.024,68TL ödediğini bildirerek ibra nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl ve birleşen davanın reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı; birleşen dava, geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
    1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3.maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının
    gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır. Gerekçesiz bir kararın Yargıtay tarafından denetlenmesi mümkün değildir. Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır.
    Somut olayda, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin hangi gerekçelerle reddedildiği açık ve anlaşılır olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Davacı taraf, trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile daimi maluliyete uğradığını ileri sürmüş, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 07/02/2014 tarihli raporundaki %3,3 maluliyet oranına itibar edilerek karar verilmiştir.
    “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
    11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda; hesap raporuna ve hükme esas alınan ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 07/02/2014 tarihli raporunda maluliyet oranının tespitinde Yönetmelik hükümlerinin dikkate alınıp alınmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca dosyada ... Devlet Hastanesinden alınan 04/10/2011 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporunda davacının özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %18 olduğu belirtilmiş olup her iki rapor arasında çelişki bulunmaktadır. Yapılacak iş, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun çelişkileri giderici, önceki raporları irdeleyen ve davacının geçici işgöremezlik süresinin bulunup bulunmadığı konusunda açıklayıcı yeni bir rapor alınarak, sonucuna göre aktüer bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi