6. Ceza Dairesi 2019/2332 E. , 2020/586 K.
"İçtihat Metni"Sanık ... hakkında Kilis Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01/12/2015 gün ve 2015/277 esas, 2015/267 karar sayılı ilamı ile sanık ...’in 5237 sayılı Yasanın 149/1-d, 168/3 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmiş olup; bu mahkumiyet hükmünün sanık savunmanı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25.11.2019 gün, 2017/396 Esas, 2019/5887 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
Dairemizin anılan kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.12.2019 gün ve KD-6-2016/99635 sayılı yazıları ile itiraz yoluna başvurulması üzerine,
Dairemize gönderilen dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
5271 sayılı CMK"nin 6352 sayılı Yasanın 99. maddesi ile değişik 308. maddesi gereğince yapılan incelemede;
Dairemizin 25.11.2019 gün, 2017/396 Esas, 2019/5887 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz sebepleri yerinde görülmediğinden,
CMK"nin 308/2-3. maddeleri gereğince İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, Yargıtay 6.Ceza Dairesi Üyeleri ... ve ..."ın muhalefetiyle 17/02/2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
20.02.1985 doğumlu ve kayden sabıkası bulunmayan aylık belli bir gelirle fırıncılık işi ile uğraşan sanık ...’in, hiçbir iş kolunda çalışmayan mağdur ... ile 30.07.2010 tarihinde resmen evlenip, bu evlilik birliğinden iki çocuğu bulunan çiftin İstanbul’da ikamet ettikleri, olay zamanı aile ziyareti için Kilis’e geldiklerinde, sanık ...’nin işten ayrılıp farklı bir iş yapmak istediğini mağdur ...’ye aktarması üzerine aralarında tartışma çıktığı, sanık ...’nin İstanbul’a dönme kararı alarak mağdur ile konuk olarak kaldıkları evden ayrılıp şehirlerarası otobüs terminaline geldiği, buradan mağdur ...’yi arayıp kendisi ile İstanbul’a dönüp dönmeyeceğini bir kez daha sorup aldığı yanıt üzerine mağdurun kaldığı eve geri dönüp, ondan 3-4 ay önce borçlanarak aldığı iki altın bileziği borçlarını ödemek üzere geri istediği mağdur ...’nin kolundan tuttuğu, mağdur ...’nin “Bilezikleri almak için kolumu kesmen gerekir.” demesi ile sanığın mutfağa yöneldiği, bunun üzerine mağdur ...’nin kolundaki bilezikleri sanığa verdiği, taraflar arasında tartışmanın devam ettiği, sanığın sinirlenip elini evin penceresine vurarak yaralandığı, olay yerine gelen polislerin tarafları emniyete götürdüğü ve iki altın bileziğe el konulduğu olayda;
Borçlanarak satın aldığı bilezikleri fiili zilliyetliğini eşi olan mağdura devreden sanığın, çevreye olan borçlarını ödemede acze düşmesi üzerine önce iş kolunu değiştirmeyi düşünüp, mağdur eşin karşı çıkması üzerine bir nevi bağış gibi verdiği mal üzerindeki tasarruf hakkını değiştirip geri almaya yönelik eylemi nedeniyle sanığın hakkında TCK"nin 150/1. maddesi delaletiyle, eşe karşı etkili eylem suçundan hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, yağma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı görülmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzelteme isteminin kabulü ile hükmün “Bozulması” gerektiği inancıyla, Sayın Çoğunluğun “İtirazın Reddi” düşüncesine iştirak olunmamıştır.