18. Ceza Dairesi 2017/552 E. , 2017/5236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine dair, İstanbul 27.ASliye Ceza Mahkemesince verilen 05.07.2013 tarih ve 2011/558 esas , 2013/478 sayılı kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 22.12.2015 tarih ve 2015/15297 esas, 2015/14035 sayılı kararıyla;
"3194 sayılı İmar Kanunu"nun 21/3 maddesine göre "derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir". Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği"nin 14 ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği"nin 16. maddesine göre esaslı tadilat, "yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya inşaat alanını ve ruhsat eki projelerini değiştiren işlemler" şeklinde tanımlanarak, esaslı tadilatın, ruhsata tabi olduğu ifade edilmiştir.
17/01/2011 tarihli yapı tatil zaptı ile mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, 4 ve 5 nolu dükkanlar arasındaki bölmenin 3 yıl öncesinde kaldırıldığının muhtemel olduğunun belirtildiğinin ve dükkan önündeki sundurmanın bina vasfında bağımsız bir bölüm oluşturup oluşturmadığı hususunda bir açıklık bulunmadığının anlaşılması karşısında, yapılan bu tadilatın, taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya inşaat alanını ve ruhsat eki projelerini değiştiren işlemler olup olmadığı ve ne zaman yapıldığı konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yerinde olmayan ve eksik kovuşturmaya dayanan gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulması ” gerekçesiyle bozulmasına oy birliğiyle karar verilmiştir.
I- YEREL MAHKEMENİN DİRENME KARARININ KAPSAMI
İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/06/2016 tarih ve 2016/73 esas, 2016/294 sayılı kararında;
“Mahkememizce yapılan keşif sonucunda verilen bilirkişi raporunda, 4ve 5.nolu dükkanların önündeki sundurmanın yerinde muhafaza edilmiş olmasının, onaylı röleve projesi hilafına bir durum yarattığı, 4 ve 5. nolu dükkanların arasındaki ara bölme duvarının kaldırılmış olduğu, duvarın kaldırılma zamanının 4. nolu dükkanın kiralanması ile birlikte takribi 3yıl öncesinden olduğunun kuvvetle muhtemel görüldüğü belirtilmiş, İmar Kanunun"da ve İstanbul İmar Yönetmeliği"nde yeni inşaat, ilave inşaat, esaslı tamir ve esaslı tadilatların, güçlendirmelerin cephe değişikliklerinin inşaat ruhsatına tabii olduğu, bunlar için proje hazırlatılıp onaylatılması gerektiği belirtildiği halde dava konusu ana gayrimenkulde bahse konu değişikliklerle ilgili olarak tanzim edilmiş herhangi bir projeye, belediyesinden alınmış herhangi bir izin belgesine veya bu iş için tanzim edilmiş herhangi bir yapı ruhsatı belgesine dosyasında rastlanmadığı belirtilmiş bulunduğundan, bilirkişiden ek rapor alınmasına gerek bulunmadığı düşünülerek ” şeklindeki gerekçeyle, Dairemizin 22.12.2015 tarih ve 2015/15297 esas, 2015/14035 sayılı kararına direndiği görülmektedir.
II- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarih ve 2016/1183 esas, 2016/1745 sayılı kararı ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
TCK’nın 184/1. maddesinde "yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran" kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Kanunun 5. maddesinde de bina kavramı" kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlemelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır." şeklinde açıklanmıştır. Aynı Yasanın 21. maddesinde ise “Derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir. “hükmü yer almaktadır. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere ruhsata aykırı her tadilat ya da inşaat imar kirliğine neden olma suçunu oluşturmayacaktır. Yapılan inşaatın ya da tadilatın ruhsata aykırı olması dolayısıyla peşinen bu suçu da oluşturacağının kabulü mümkün görülmemektedir.
Somut olayda, 4 ve 5 nolu dükkanların arasındaki ara bölme duvarının kaldırılmasının alan kazanma niteliğinde olup olmadığının, binanın taşıyıcı unsurlarının etkileyip etkilemediğinin yine bu dükkanlar önündeki sundurmanın İmar Kanunu kapsamında bağımsız nitelikli bina vasfında ve alan kazanma niteliğinde olup olmadığının, kolaylıkla sökülüp takılabilip takılamayacağının belirlenebilmesi için olay mahallinde yeniden keşif yapılarak, izah edilen hususlara ilişkin görüş içeren bilirkişi raporu alınması zorunludur.
III- KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Dairemizin 22.12.2015 tarih ve 2015/15297 esas, 2015/14035 sayılı kararındaki gerekçeye göre yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasanın 36.maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. maddesi hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.