Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/667
Karar No: 2014/5822
Karar Tarihi: 01.04.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/667 Esas 2014/5822 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/667 E.  ,  2014/5822 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : .... .... Hukuk Mahkemesi


    M.. S.. ile G.. S.. ve H.H.. S.. aralarındaki dava hakkında .... .... Hukuk Mahkemesi"nden verilen 28.03.2012 gün ve 317/31 sayılı hükmün Dairenin 19.04.2013 gün ve 11262/6007 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 12.05.2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmalarında oğlu M.. S.. adına tespit ve tescil edilen 222 ada parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, bu yerin davacıya annesi G..’dan miras yoluyla kaldığını, ne var ki, kadastro çalışmalarında zuhulen M.. S.. adına tespit ve tescil edildiğini, M.. S..’in öldüğünü, ölümüyle M.. S..’in annesi (davacı) ile davalılardan H.. S.. (babası) ve .... kalan eşi G.. S..’in (diğer davalı) kaldığını, G.. S..’in ortaklığın giderilmesi davası açtığını, tüm bu nedenlerle oğlu M.. S.. adına olan tapu kaydının iptali ve adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı G.. vekili cevap dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmaz için .... Hukuk Mahkemesi"nin 2007/93 Esasında kayıtlı ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davacının dava konusu arsayı sağlığında oğluna bağışladığını, miras bırakan oğlunun bu taşınmazın çevresindeki diğer kişilere ait (B.. S.., M.. A.., S.. G.., M.. A.. ve R.. A..’a ait) yerleri kadastrodan önce haricen satın alarak birleştirdiğini, davacının davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Diğer davalıya dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiş, oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, keşifte dinlenen taraf tanıklarının beyanları ve dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile dava konusu taşınmazın tümünde davacının kesintisiz 20 yıllık zilyetliğinin ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.

    Dairenin 19.04.2013 gün 2012/11262 Esas 2013/6007 Karar sayılı oyçokluğuyla verilen kararıyla yerel mahkeme kararı onanmıştır. Bu kez davacı vekili, dairenin onama kararının ortadan kaldırılması, yerel mahkeme kararının bozulması istekli olarak karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 222 ada nolu parsele ilişkin kadastro tutanağı getirilmiştir. Bahçe niteliğiyle, 2310.35 m2 olarak, senetsizden, 08.08.2002 tarihinde H. H.. oğlu M.. S.. adına, tam mülkiyet üzere, tespit görmüş ve itirazsız olarak 22.05.2003 tarihinde kesinleşmiştir. .... kaydı dava tarihi itibariyle M.. S.. adınadır. .... .... Hukuk Mahkemesi"nin hasımsız veraset belgesi fotokopisi dosyadadır. H. H.. oğlu M..’tan olma 1961 doğumlu M.. S..’in evli ve çocuksuz olarak 01.05.2006 tarihinde öldüğü, mirasçısı olarak annesi M.. S.. (davacı) babası H.. S.. (davalı) ve .... eşi G.. S.. (davalı) kaldıkları görülmüştür. Mahallinde keşif yapılmıştır. .... Hukuk Mahkemesi"nin 2007/33 Esasta kayıtlı (davacısı ve davalıları ile dava konusu yerin aynı olduğu, fakat, davacı tarafından takip edilmediği için 06.01.2010 tarihinde açılmamış sayılmasına ilişkin kararın verildiği dosyadaki keşif zaptıdır) dosyasında yapılan keşifte dinlenen 1941 doğumlu mahalli bilirkişi M.. A..: dava konusu taşınmazın içerisindeki bir kısım yeri 10 yıl kadar önce M.. S..’in (davacı) oğlu M.. S..’e sattığını, davacının annesinin 1970"li yıllarda öldüğünü, bu taşınmazın çevresindeki B.., R.., S.., M.. ve M..’ya ait tapusuz yerlerin miras bırakan M.. tarafından haricen satın alınarak dava konusu yerle birleştirilerek kullanıldığını, üzerindeki ağaçların M.. tarafından yetiştirildiğini, davacının dava ettiği yerin satılıp ya da bağışlandığını tam olarak bilmediğini beyan etmiştir. Davacı tanıkları, 1941 ve 1933 doğumlu kişiler; dava konusu yerin M.. S..’e annesi tarafından satıldığı veya bağışlandığı konusunda bir bilgisi olmadığını, söylemişlerdir. Ancak, nizalı yeri önceden davacının annesine ait olan yer olduğunu, fakat davacının annesinin ölümünden sonra paylaşılıp paylaşılmadığını bilmediklerini açıklamışlardır. Davalı tanıkları ise, davacının dava konusu yeri oğlu Mehmet’e bağışladığını, çevresindeki başka şahıslara ait yerlerin M.. tarafından satın alındığını açıklamışlardır. Keşifte görevlendirilen fen bilirkişi davacıya ve oğlunun üçüncü kişilerden satın almış olduğu yerlere ilişkin kroki ve raporu sunmuştur. Ancak, tarafların miras bırakanı adına tespit ve tescil edilen dava konusu parselin komşusu olan diğer parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının tüm sayfalarının onaylı ve okunaklı suretleri varsa revizyon gören tapu ve vergi kayıtları mercilerinden ayrı ayrı getirilip denetlenmek amacıyla dosya içerisine konulmadığı görülmüştür. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, kadastro öncesi miras ilişkisi nedeniyle davacıya annesi G.. E..’den miras yoluyla kalan; ancak, kadastro çalışmalarında davacıya miras kalan yer ile birlikte çevresindeki üçüncü kişilere ait yerlerin kadastrodan önce M.. S.. tarafından haricen satın alınarak birleştirilip bir bütün halinde M.. S.. adına tespit ve tescil edilen dava konusu parselin bir kısmının davacıya ait olup olmadığında toplanmaktadır.
    Davacı 222 ada nolu parselin içerisinde kalan ve 20.9.2011 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli olan 1/500 ölçekli krokide E harfiyle özgülenen yerin davacıya ait olup olmadığı, davacıya ait ise sağlığında oğlu M.. S..’e haricen satıp veya bağışlayıp bağışlamadığı ihtilaf konusudur. Bir başka anlatımla; aynı rapor ve krokide A, B, C ve D harfleriyle özgülenen yerlerin kadastrodan önce davacının oğlu M.. S.. tarafından üçüncü kişilerden haricen satın alınıp aynı krokide E harfiyle gösterilen yerle birleştirilerek bir bütün olarak kullanılan bu kısımlarla ilgili olarak taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Eş anlatımla, davalı G.. S.. A, B, C ve D ile gösterilen yerlerin murisi tarafından üçüncü kişilerden haricen satın alındığını ve murisin ölümüyle mirasçılarına intikal ettiğini ispatlamıştır. Davacının aynı nedenlerle aynı yer için 05.07.2007 tarihinde açmış olduğu, takip edilmemekle HUMK"nun 409/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına kararı verilen ve tebliğ edilerek kesinleşen dosyadaki delillere de dayanıldığından dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları yukarıda bahsedilen krokide E ile özgülenen kısmın davacıya annesinden miras yoluyla kaldığını söylemişlerdir. Ne var ki, davacının bu yeri oğlu M..’e haricen sattığı ya da bağışladığı konusu netlik kazanmamıştır. Ayrıca, davacının iddiası söz konusu krokide gösterilen aynı ada ve nolu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları getirtilerek krokide E ile gösterilen yerin evveliyatının kime ait olduğu ya da bu yönde ne okuduğu denetlenmemiştir. Noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Böyle bir kararın oyçokluğuyla onanmasına ilişkin Dairenin formül onama kararı da yerinde değildir. Açıklanan olgular davacı vekilinin karar düzeltme isteği nedeniyle bu kez yapılan incelemeden belirlenmiştir.
    Hal böyle olunca, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile Dairenin oyçokluğuyla verilen 19.4.2013 gün ve 2012/11262 Esas, 2013/6007 Karar sayılı ONAMA kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 28.03.2012 gün, 2010/317 esas, 2012/31 sayılı kararının 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ve 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA ve 50,45 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi