Davacı davalılardan işverene ait işyerinde 1.7.1990-31.12.2001 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 01.07.1990-31.12.2001 tarihleri arasında geçen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının 01.07.1990-31.04.1997 ile 21.03.2001-31.12.2001 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01.07.1990 tarihinde işveren İ. M. makine san. Tic Ltd Şti’ ye ait iş yerinde işe girdiği 01.07.1990-28.12.1991 tarihleri arasında 268 gün çalışmasının işyerine ait dönem bordrolarında mevcut olduğu, ancak bu çalışmanın Kurum"a ait hizmet cetvelinde görünmediği, 01.05.1997-31.12.2001 tarihleri arasında geçen çalışmalarının kesintisiz olarak kuruma bildirildiği, Yargıtay denetiminden geçen Ankara 7 İş mahkemenin davacı ile davalı işveren arasındaki işçilik alacaklarına ilişkin 2002/62 Esas sayılı dava dosyasında davacının 01.07.1990-28.02.1991; 01.05.1997-31.12.2001 tarihleri arasında toplam 11 yıl 6 ay çalıştığı kabul edilerek alacaklara hükmedildiği, alacak dosyasında dinlenen tanıkların davacı ile aynı işyerinde çalışan bordro tanıkları olmadığı gibi kayıtlara geçmiş komşu işyeri tanıkları da olmadığı görülmüştür.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde Yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tesbit edilmeyen sigortalıların çalışmalarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Davalı işveren tarafından davacı ile ilgili olarak ilk bildirim 01.07.1990 tarihli işe giriş bildirgesi ile yapıldığı ve 28.02.1991 tarihinde çıktığı ve 268 günlük çalışmasına ait dönem bordrosu bulunduğundan çıkış ile aynı iş yerinde tekrar çalışmasının başladığı 01.05.1997 tarihini takip eden yıl başı ile dava tarihi arasında 5 yıldan fazla sürenin geçmiş olması nedeni ile hak düşürücü süreye uğradığı ortadadır.
Gerçekten, sigortalının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar sigortalı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2003-21-43 E.,2003/97 K. sayılı 26.02.2003 günlü kararında da vurgulanmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.02.2003 ve 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi 01.05.1997 tarihli işe giriş bildirgesindeki sigortalının imzası üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak, imzanın sigortalıya ait olduğunun anlaşılması halinde davacının 01.05.1997 tarihinden önceki döneme ilişkin istemini hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddetmek, imzanın sigortalıya ait olmadığının anlaşılması halinde ise sigortalının hizmeti kesintisiz şekilde 31.12.2001 tarihine kadar devam etmiş sayılacağından kesintisiz şekilde 30.3.2002 tarihine kadar devam etmiş sayılacağından hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir. Ankara 7 İş mahkemenin davacı ile davalı işveren arasındaki işçilik alacaklarına ilişkin 2002/62 Esas sayılı davada verilen karar davanın tarafı olmayan SSK yönünden kesin hüküm oluşturmayacağından, Mahkemece 01.07.1990- 01.05.1997 tarihleri arasında varsa işverence S.S.K."na verilmiş dönem bordrolarını getirterek, bu dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgileri ve başvurmak, gerekitiğinde çalıştığı iddia olunan işyerine komşu olan işyerlerine komşu olan işyerlerini belediye, zabıta, muhtarlık kanalıyla tesbit edip bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişilerin bilgilerine başvurmak ve tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar vermektir.
Mahkemece yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.05.2007 gününde oy birliği ile karar verildi.