
Esas No: 2015/1628
Karar No: 2015/3534
Karar Tarihi: 31.03.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/1628 Esas 2015/3534 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2009 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekillerinin babası müteveffa ... ve yetkilisi olduğu firma aleyhine davalı temliken alacaklı şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, terekenin borca batık olduğunun herkesçe bilindiğini, 1998 yılında başlatılan takipten bu yana borçlunun mallarının tamamının cebri satış yolu ile bankalarca satıldığı halde alacağı karşılamadığını beyanla terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı ... vekili, ... tarafından ... ve müteveffa ... "a genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine takibe geçildiğini, müvekkil şirketin alacağı ..."den temlik aldığını, davanın murisin vefatından sonra 3 ay içinde açılması gerektiğini, davanın süresinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Feri müdahil ..., ..., ... ... ve ... ile ... ve müteveffa ... arasında kurulan kredi ilişkisi kapsamında, bu firma lehine çeşitli kurumlara teminat mektubu verildiğini, ..."ın tüm genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu olarak imzaladığını, ..."ın vefat ettiği tespit edilmeden başlatılan takipler olduğunu, bu davada yargılama sonunda verilecek kararın müvekkili bankayı doğrudan etkileyeceğini belirterek davalı taraf yanında feri müdahale talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
Dava, TMK"nın 605/2. maddesi gereğince mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki nüfus kayıtlarına göre murisin 01.05.2003 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece, murisin ölümü yani mirasın açıldığı tarih itibarıyla borç miktarı ve malvarlığı değerleri (aktif ve pasifi) tespit edilmemiştir. Bu anlamda, murisin borcundan dolayı yapılan icra takiplerine ilişkin dosya bulunup bulunmadığı, bankalarda mevduatı olup olmadığı, muris adına kayıtlı araç ya da taşınmaz kaydı bulunup bulunmadığı gibi hususlar ile terekenin aktifi ve pasifi yeterince araştırılmamış, muris adına kayıtlı 126 ada 9 parsel sayılı taşınmazın değeri tespit edilmemiş, davacıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarının bulunup bulunmadığı sorgulanmamıştır.
Bu haliyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Öyleyse mahkemece yapılacak iş; murisin ölüm tarihi itibarıyla borç miktarını tespit etmek, aynı tarih itibarıyla taşınır ve taşınmaz mal varlığını, varsa hak ve alacaklarını, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplamak suretiyle saptamak, murisin borcundan dolayı mirasçılar aleyhinde yürütülen takiplere ilişkin varsa icra dosyalarını getirtmek, davacıların mirası kabul anlamına gelen davranışları bulunup bulunmadığını tespit etmek, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden Türk Medeni Kanunu"nun 610/2. maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini incelemek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Mahkemece, tüm bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.