8. Hukuk Dairesi 2014/53 E. , 2014/5841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2006/296-2013/359
Hazine ile Çamlı Yem Besicilik Sanayi Ticaret A.Ş. aralarındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne dair Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 06.06.2013 gün ve 296/359 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat D.. M.. ve karşı taraftan davacı Hazine vekili Avukat H.. G.. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, parseller arasında kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yere davalının işletme tesisleri ve çeşitli muhdesatlar yapmak sureti ile müdahalede bulunduğunu ileri sürerek haksız müdahalenin önlenmesine, bu bölümler üzerindeki yapıların kal"ini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın yersiz açıldığını, dava konusu bölgeyi kullanmak için izin talebinde bulunduklarını, halen sonucunun beklendiğini bu nedenle izin taleplerinin akıbetinin beklenmesini ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalının Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan bölgeye çeşitli tesisler yaparak kullandığı kanaatine varılmakla; davanın kabulüne, kararda harf grupları ile gösterilen bölümlere yönelik müdahalesinin önlenmesine, aynı bölümler üzerindeki yapıların kal’ine karar verilmesi üzerine; hüküm, duruşma istekli olarak davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere yönelik haksız müdahalenin önlenmesi ve üzerindeki yapıların kal’ine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir.
Mahallinde 16.01.2007 ve 23.10.2009 tarihlerinde yapılan keşif sırasında düzenlenen teknik bilirkişi raporlarında, dava konusu yerde kıyı kenar çizgisinin 24.10.1984 tarihinde onaylandığı belirlenmiş, krokili raporda ise A, B, C, D, E, F, İ, G, P, R harfleriyle gösterilen bölümlerin toplam 1407 m2 olup bu bölümlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, K, L, O, H, M, harfleriyle gösterilen toplam 4664 m2 yerin parsel ( parsel) kapsamında kaldığını, Kuluçkahanenin 141.14 m2 bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını bildirmiştir. Davalı vekili kuluçkahanenin bulunduğu ve parselin P.. Deniz Ürünleri A.Ş."ne ait olduğunu, müvekkili şirketin ticari isminin P.. Deniz Ürünleri A.Ş. olduğunu, yapıların bir bölümünün müvekkil şirkete ait tapu kaydı kapsamında kaldığını açıklamıştır. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda K, L, O, H, M, harfleriyle gösterilen 1 parsel kapsamında kaldığı anlaşılan yer ile kuluçkahanenin bir bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen, davalı şirkete ait 490 ve ve parsellere ait tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren getirtilerek bir kısım yapıların tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, davalı Çamlı Yem Sanayi A.Ş ile tapu kayıt maliki P.. Deniz Ürünleri A.Ş."nin ilintisi şirket kayıtları bulunduğu yerlerden getirtilerek göz önünde tutulmamıştır. Yine aynı mahkemeden temyiz incelemesine gönderilen tarafları aynı olan Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 06.06.2013 tarih 2009/338 Esas 2013/358 Karar sayılı dosyasında aynı kuluçkahanenin belli bölümlerinin P.. Deniz Ürünleri A.Ş. adına kayıtlı 1 ve 490 sayılı parsel kapsamında kaldığı, C ile gösterilen bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığı belirlendiğinden her iki dosya arasındaki irtibat nedeniyle dava dosyaları birleştirilerek karar verilmesinin yargılama ekonomisi bakımından yararlı olacağı gözönünde tutulmamıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı şirket vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacı taraftan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.