Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17562
Karar No: 2014/5883
Karar Tarihi: 01.04.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/17562 Esas 2014/5883 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/17562 E.  ,  2014/5883 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/04/2013
    NUMARASI : 2012/140-2013/302

    E.. D.. ile F.. E.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 26.04.2013 gün ve 140/302 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, davacının paydaş olduğu Salihli ilçesi Dombaylı Köyü 1337 ve parsel sayılı taşınmazlar hakkında Salihli Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/1135 Esas 2011/274 Karar sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, açılan davada müvekkilinin taşınmazlar üzerindeki evleri kendisinin yaptığını belirttiğini ancak tarafların daha sonradan anlaşmaları nedeniyle müvekkilinin davayı takip etmediğini, davalıların ise davayı takip etmesi sonucu açılan davanın kabulüne karar verildiğini, TMK’nun 2 ve HMK’nın 29. maddesine göre dürüstlük kuralına aykırı davranıldığını, Sulh Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmediğini, dava sırasında yapılan hile sebebiyle muhtesatın müvekkile ait olduğuna dair delillerini bildiremediklerinden muhdesatın müvekkile ait olduğu savlarının kanıtlanamadığını açıklayarak dava konusu taşınmazlar üzerinde müvekkili tarafından yaptırılan iki adet evin müvekkili tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muhtesat aidiyetine ilişkin iddianın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde görülen ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürülerek Asliye Hukuk Mahkemesi"nde dava açılması hususunda mahkemeden süre talep edilmesi ve bu durumun bekletici mesele sayılarak muhtesat aidiyetinin tespitine ilişkin davanın sonucuna göre ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerektiğini, oysa somut olayda dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak Salihli Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 18.02.2011 tarih ve 2010/1135 Esas 2011/274 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, bu itibarla davacının ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürmediği muhtesat aidiyetine ilişkin talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı kanaati ile 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereği davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tarafların miras bırakanı H.. oğlu A.. E.. adına tapuda kayıtlı bulunan Dombaylı Köyü ve parseller iki katlı yığma ev, tek katlı yığma ev ile teraslarla ilgili olarak davacıya aidiyetinin tesbiti için açılmış muhdesatın aidiyetinin tesbitine yöneliktir.
    Taraflar arasında görülen ekteki ortaklığın giderilmesi davasında davacı E.. vekili 06.07.2010 tarihli dava dilekçesinde, ve parsellerle ilgili ortaklığın giderilmesine karar verilmesini istemiş aynı zamanda muhdesatların da davacı E..’ye ait olduğunu iddia etmiş, ancak yargılama devam ederken 29.12.2010 tarihli yargılama oturumunda davasından feragat etmiş, aynı celsede davalılar G.. ile H..’nin davaya devam etmek istediklerine ilişkin beyanları üzerine devam edilen yargılama sonunda Salihli Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 18.02.2011 tarih 2010/1135 Esas 2011/274 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Karar E.. ve F.. vekiline tebliğ edilmiş, H.. ve G..’a çıkartılan tebligatların ise 22.04.2011 tarihinde iade edildiği görülmüştür. Kararın kesinleştiğine dair dosyada bir şerh bulunmamaktadır.
    Davada çözümlenmesi gereken sorun, ortaklığın giderilmesi davasında davacı E..’nin davadan feragatinin, muhdesatlarla ilgili sonuç doğurup doğurmayacağı, eldeki davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    Ekteki ortaklığın giderilmesi davasında vekaletnamesinde yetkisi de bulunan davacı E.. vekilinin 29.12.2010 tarihli yargılama oturumundaki feragatinin ortaklığın giderilmesine yönelik olduğu anlaşıldığına göre henüz açılmamış muhdesatın aidiyetinin tesbitine yönelik davadaki hakkından feragat ettiğinin kabulü mümkün değildir. Nitekim davacı E.. vekili dava dilekçesinde muhdesatların da davacı E..’ye ait olduğundan bahsetmiş ise de, feragate konu davadaki talebi taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesine yöneliktir. Bu açıdan açılmamış davadan feragat etme imkanı da yoktur. Ortaklığın giderilmesi davasında davalılar davaya devam ettiklerine göre, dava dilekçesindeki açıklama karşısında muhdesatın aidiyetinin tesbitine ilişkin Mahkemece davacı E.. vekiline süre ve imkan verilmesi gerektiği halde bu hususun gözardı edildiği yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Bu durum davacı E.. aleyhine yorumlanamaz.
    Diğer yandan tespit davası açan davacı, eda davası ile inşai davalardan farklı olarak dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu hususunu açıkça ortaya koymak, hukuki yararını ispatlamak zorundadır. Maddi vakıalar tek başına tespit davasına konu yapılamaz; ancak bir hakkın yahut bir hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun belirlenmesi amacıyla tespite konu yapılabilir. Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin dosyada bir bilgi veya ilamda bir şerh bulunmamakta ise de ortaklığın giderilmesi davasındaki feragatin hatalı algılanması ve davacı E..’ye muhdesatın aidiyetinin tesbiti bakımından süre ve imkan verilmemiş olması gözetildiğinde taşınmazların muhdesatlarla birlikte satılması halinde satın alacak kişinin muhdesatlar üzerinde de hak sahibi olacağı, muhdesatta hak sahibi olduğunu iddia eden E.. aleyhine elatmanın önlenmesi ve kal davası açarak taşınmazdan el çektirme ihtimali dikkate alınarak eldeki davayı açmakta davacı E..’nin hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.10.2012 tarih 2012/7-334 Esas 2012/650 Karar ve 11.03.2009 tarih 2009/8-75 Esas 2009/116 Karar sayılı ilamları da bu sonucu destekler niteliktedir.
    Bundan ayrı hukuki yararı olmak kaydıyla paydaşlar tarafından muhdesatın aidiyetinin tespiti davası her zaman açılabilir. Ortaklığın giderilmesi davası kesinleşmiş olsa dahi satış aşamasında da açılabileceği gibi satıştan sonra da önce tespit davası açılarak olumlu karar alındıktan sonra diğer paydaşlara karşı eda davası niteliğindeki alacak (rücu) davasının açılması da mümkündür. Bu konuda kanuni bir engel bulunmamaktadır. Aksi halde hakkın özünün ortadan kalkması söz konusu olacaktır. Mahkemece yazılı gerekçelerle hukuki yarar yokluğundan yazılı şekilde usulden davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu açıklamalar karşısında Mahkeme"nin yapması gereken iş, davacı tarafın davayı açmakta hukuki yararı olduğunu dikkate alarak toplanan ve toplanacak tüm taraf delillerini birlikte değerlendirmek ve işin esasına ilişkin bir hüküm kurmak olmalıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi