17. Hukuk Dairesi 2017/852 E. , 2018/10496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğinden, bu tasarrufların iptalini istemiştir.
Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemenin, davalı ... hakkındaki davayı geri alması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın reddine ilişkin ilk kararı Dairemizin 13.01.2014 tarih 2013/15053 Esas 2014/27 sayılı kararı ile, dava konusu 9 numaralı bağımsız bölümün borçlu .... tarafından davalı ...’ya devri sırasındaki satışta edimler arasında aşırı fark bulunup bulunmadığı ve davalı ...’nın yapılan satış sırasında tapudaki bedele eklenmesi gereken ödemeler yapıp yapmadığı hususu araştırılmadığı, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin
yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması durumunda edimler arasında mislini aşan farkı oluşur ise 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği ancak 3. kişiden taşınmazı alan kişilerin davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden oldukları takdirde tasarrufun iptali gerekeceği (İİK. 280/I) nazara alınarak bir inceleme de yapılmadığı, dava konusu 18 numaralı bağımsız bölüm için de bu taşınmazın davalı ...’a devri sırasında satışta edimler arasında aşırı fark bulunup bulunmadığına yönelik olarak taşınmazın gerçek değeri araştırılmamış ve davalı ...’ın yapılan satış sırasında tapudaki satış bedeline eklenmesi gereken ödemelerde bulunup bulunmadığı hususu irdelenmemiş ayrıca 3. kişi ... tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması durumunda edimler arasında mislini aşan fark oluşur ise 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği hususu üzerinde de durulmadan bedel farkının tek başına iptal nedeni olmayacağı, borçlu tarafından davalı ...’e satılan 20 nolu bağımsız bölüm için de taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin belirlenerek az yukarıda 18 nolu bağımsız bölümde yapılmasına işaret edilen incelemeler yapılmamış ve son malik davalı Şirket’in, davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek ortaklık yapısına sahip olup olmadığı üzerinde de durulmamış olmasının doğru olmadığı, kabule göre ise davalı Şirket’in taraf olduğu tasarrufun ayrı bir işlem olduğu ve ayrı bir vekalet ücretini gerektirdiği nazara alınmadan tüm davalılar için tek vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle bozulmuş bozma sonrasında salt bedel düşüklüğünün iptali nedeni olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bozma ilamımızda dava konusu 9-18 ve 20 bağımsız bölümlerin tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fark olup olmadığının araştırılması gerektiği, bedel farkının olması halinde üçüncü kişilerin iyiniyet iddialarının dinlenemeyeceği belirtilmiştir. Bozma sonrasında yapılan araştırmaya göre dava konusu 9 nolu bağımsız bölümün borçlu tarafından davalı ..."ya yapılan 02.11.2004 tarihli satışta tapudaki satış bedelinin
11.000,00 TL olmasına rağmen bilirkişinin taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerini 163.322,00 TL olarak belirlediği, 18 nolu bağımsız bölümün 05.11.2004 tarihinde davalı ..."a 11.500,00 TL"ye satıldığı halde gerçek değerinin 223.985.00 TL olarak, 20 nolu bağımsız bölümün 08.09.2004 tarihinde davalı ..."e 8.000,00 TL"ye satıldığı halde gerçek değerinin 291.623,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.Her üç büğımsız bölüm üzerinde ilk satış tarihinde bir takyidat olmadığı gibi anılan üçüncü kişilerin tapuda geçen bedel dışında borçluya bir başka bedel ödedikleri de yazılı delil ile ispatlanmamıştır. Bedel farkının olduğu bu hallerde üçüncü kişilerin iyiniyet iddialarının da dinlenemeyeceğinden İİK"nun/278/3-2.maddesi gereğince bu tasarruflarının iptali gerekmektedir. Öte yandan dördüncü kişilerden Talip yönünden dava geri alındığı, diğer dördüncü kişilerin kötü niyetli oldukları ispatlanmadığından davalı üçüncü kişilerin taşınmazları ellerinden çıkardıkları tarihteki değerleri oranında ancak davacı alacak ve ferileri ile sınırlı olarak İİK"nun 283/2.maddesi gereğince tazminata hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.