
Esas No: 2017/3969
Karar No: 2019/5399
Karar Tarihi: 07.03.2019
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/3969 Esas 2019/5399 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
5737 sayılı .... Kanunu’nun 11. maddesine aykırılıktan dolayı .... Menkul Kıymetler Borsası Mensupları .... ve Dayanışma .... yönetimi hakkında 759,00 Türk lirası idarî para cezası uygulanmasına dair .... Genel Müdürlüğü .... .... 1. Bölge Müdürlüğünün 27/10/2016 tarihli ve 28814 sayılı idarî yaptırım kararına yönelik başvurunun reddine dair .... 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/12/2016 tarihli ve 2016/5363 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 03/07/2017 gün ve 3018 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/07/2017 gün ve KYB-2017-42565 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun, "Başvurunun incelenmesi" başlıklı 28. maddesinin 2. fıkrasında "Başvurunun usulden kabulü hâlinde mahkeme dilekçenin bir örneğini ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder." 3. fıkrasında "İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde mahkemeye cevap verir." 4. fıkrasında "Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini tebliğ eder; talep üzerine veya re"sen tarafları çağırarak belli bir gün ve saatte dinleyebilir." 7. fıkrasında "Mahkeme ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar." şeklindeki düzenlemeler karşısında, başvuran ..."a cevap dilekçesinin bir örneği tebliğ edilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
27.10.2016 tarih, 28814 sayılı idari para cezası tutanağında; 2013 yılı iç denetim raporunun 5737 sayılı Kanun"un 11. ve 33. maddesi ile .... Yönetmeliğinin 39. maddesi uyarınca bildirilmediğinden bahisle idari para cezası düzenlendiğinin belirtildiği, 5737 sayılı Kanun"un 11. maddesinin "" Genel Müdürlükçe yapılan tebligata rağmen, bu Kanun uyarınca istenen beyanname, bilgi ve belgeleri zamanında vermeyen, organların vakfiye veya vakıf senedine aykırı olarak toplanmasına sebebiyet veren veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan vakıf yönetimine Genel Müdürlükçe her bir eylem için beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. İdarî para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir."" yönünde düzenleme içerdiği, idari para cezasına konu 2013 yılı iç denetim raporlarının talebine ilişkin tebligat örneğinin dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında; anılan Kanun"un 33. maddesinde belirtilen tebliğ işlemi yapılamadan kabahatin oluşup oluşmayacağı konusunda kanun yararına bozma yoluna gelinip gelinmeyeceğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.