Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan M.G. Vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ve davalılardan M. G. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava davacının iş kazası sonucu yaralanması nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı T.T. A.Ş aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalılardan Y. İ. Taahhüt Limited Şirketinin taşeronu ve işveren vekilleri H.G. ve M.G.’ın yanında olay tarihi olan 9.8.2000 günü direğe dayalı merdivende çalıştığı sırada merdivenin kayması sonucu düşerek sağ dizde parçalı patella kırığı şeklinde yaralandığı görülmüştür.
506 sayılı Yasa’nın II/I-a maddesinde sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen ve sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan olay iş kazası olarak kabul edilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 27. ve takip eden maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurum’ca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği belirtilmiştir. Öte yandan Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda(tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin veya ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda Sosyal Sigortalar Kurumu’nun olaydan haberdar edilmediği, SSK İzmir İl Müdürlüğü’nün 9.11.2005 tarih ve 310139 sayılı yazılarında iş kazası ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı ve iş kazasına ilişkin bilgi veya belge olduğu taktirde sigortalının müracaatı halinde işlem yapılabileceğine ilişkin yazılarından açıkça anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş ; davacıya olayın iş kazası sayılması ile buna bağlı olarak Kurum’ca işlem yapılması için Sosyal Sigortalar Kurumuna müracaatta bulunması, giderek Sosyal Sigortalar Kurumu ve işvereni hasım göstermek suretiyle tespit davası açması için önel verilmek ve verilen önelin sonucuna göre karar vermektir.
Ayrıca 506 sayılı Yasa’nın 12. maddesinde belirtilen ve sigortalı işçinin iş kazası sonucu yaralanması halinde tedavisi için yapılan harcama ve giderlerden SSK sorumlu olduğu halde, mahkemece yazılı olduğu şekilde işverenlerin sorumlu tutulması da hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin manevi tazminatın miktarına, maddi tazminatın hesap biçimine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden M.G."a yükletilmesine, 25.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.