17. Hukuk Dairesi 2015/19189 E. , 2018/10810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vasi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı adına kayıtlı ve kaza günü dava dışı ... idaresindeki ... plakalı aracın ZMM sigortasının müvekkili sigorta şirketince düzenlendiğini, sigortalı aracın 1.02.2012 tarihinde geçirmiş olduğu kaza neticesinde...nın vefat ettiğini, kaza sonrası sürücünün aracı alkollü olarak kullandığının tespit edildiğini,... plakalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olduğunu, müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, ..."nın ölümü nedeniyle varislerine 91.023,00 TL tazminat ödendiğini, akabinde ... varislerinin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/108/85 sayılı dosyasında açılan tazminat davasında müvekkil Şirket aleyhine tazminata hükmedildiğini, ... 2. İcra Dairesinin 2013/2208 sayılı esasında icraya konulan kararın tehiri icra talepli olarak temyiz edildiğini beyanla, 91.023,00 TL tazminatın ödenme tarihi 09.04.2012 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigortalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asıl kazada kusur ya da ihmali bulunmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile; 91.023,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 09.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vasi tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde; “Uyuşturucu veya Uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin başlığında "Alkol, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddeler Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” yazılmış olup, devamında ise “uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin karayolunda araç sürmelerinin yasak olacağı” belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının (trafik sigortası) B.4.d maddesinde; “tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa” sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında ve konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 13.05.2015 tarih ve 2013/17-2156 E. ve 2015/1338 K. ve 26.02.2014 tarih ve 2013/17-626 E. 2014/146 K. sayılı kararları uyarınca, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmektedir.
Somut olayda ise;dava dışı sürücü ..."nın sevk ve idaresindeki... plakalı kamyonetin yolun en sağ şeridinde emniyet şeridinde yavaş seyreden ve dörtleri yanan..."nın kullandığı ... plakalı aracın çektiği römorkun arka sol kısmına aracının sağ ön kısmıyla çarpması sonucu kaza meydana gelmiş; dosyada aldırılan kusur raporunda alkollü sürücü ..."nın asli kusurlardan arkadan çarpmak kuralını ihlal ettiğinden %100 kusurlu olduğu, nöroloji uzmanından aldırılan 09.03.2015 tarihli raporda ise alkolün etkileri anlatıldıktan sonra sürücü ..."ın 2.18 promil alkollü olduğu, bu değerin yasal sınırın üzerinde olduğu, bu değerdeki kan alkol düzeyinin trafikte güvenli sürüş yeteneğini bozduğu aracın sevk ve idaresini zorlaştırdığı, kazaya karışan diğer sürücünün ise alkolsüz olduğu ifade edilmiş ve Mahkemece araç sürücüsü ..."nın 2.18 promil alkollü olduğu, bu değerdeki alkolün trafikte güvenli sürüş yeteneğini bozduğu, aracın sevk ve idaresini zorlaştırdığı, bu nedenle davacı sigortacının araç malik ve işletenine karşı rücu hakkının doğduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosyada aldırılan trafik ve nöroloji uzmanı bilirkişisi raporlarında kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana gelip gelmediği, kazada başka etken unsur bulunup bulunmadığı açıkça ifade edilmediği gibi, davalı asılın bu doğrultudaki itirazları da karşılanmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle sürücünün alkol oranı tespit edilerek kazanın münhasıran alkolün etkisi altında olup olmadığı üzerinde durulmalı, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek makine mühendisi ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazada etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vasinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vasisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte belirtilen nedenle, bozma neden ve şekline göre davalı vasinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.