17. Hukuk Dairesi 2016/7556 E. , 2018/10865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı Hazine vekili, davalı borçlu ... İnşaat ... Sanayi ve Dış Tic. AŞ aleyhine vergi borcundan dolayı takip yapıldığı, borcu karşılayacak malı bulunamadığı ileri sürerek, dava konusu ... plakalı aracın davalı ...’e satışına, ... plakalı araçların ... Araç Hizmetleri ...er İnşaat İthalat ...acat San. ve Tic. Ltd. Şti.ye, bu davalının da araçları diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ... Araç Hizmetleri ...er İnşaat İthalat ...acat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
Mahkemece, Daire’mizin 04/02/2013 tarih ve 2012/3570 esas 2013/932 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan
yargılama sonunda, dava konusu araçları satın alan üçüncü kişilerin borçludan satın aldığı malı aldıkları sıra da iyi niyetli olmadıklarına yönelik bir delilin bulunmadığı, davalı ... İnş. İth. .... San. Tic. Ltd. Şti. ile ... Araç Hizm. .... İnş. İth. .... San. Tic. Şti."nin ortakları, kurucuları ve yöneticilerinin aynı kişiler olduğunun ispat edilemediği, haliyle somut olayda üçüncü kişiler bakımından iptal koşullarının mevcut olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, 6183 Sayılı AATUHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 30 maddesi gereğince borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsile imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğu belirtilmiş olup; Somut olayda, dava konusu 3 adet araç borçlu ... İnş. İth. .... San. Tic. Ltd. Şti. ile organik bağ içinde olan davalı ... Araç Hizm. .... İnş. İth. .... San. Tic. Şti."ne satılmıştır. Her iki şirket ortaklarının nüfus kayıtları incelendiğinde ... İli ... İlçesi ... Mahallesi, 18 cilt no 56 hane no nüfusuna kayıtlı oldukları görülmektedir. Buna göre borçlu ve 3.kişi olan davalı şirketler arasında organik bağ bulunmasına rağmen mahkemece davalı ... İnş. İth. .... San. Tic. Ltd. Şti ile ... Araç Hizm. .... İnş. İth. .... San. Tic. Şti."nin ortakları, kurucuları ve yöneticilerinin aynı kişiler olduğunun ispat edilemediği, üçüncü kişiler bakımından iptal koşullarının mevcut olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı sonucuna varılması doğru görülmemiştir.
3-6183 sayılı Kanunun uygulamasında kötüniyet karinesi olarak kıyasen uygulanan İİK"nun 280/3 maddesinde de, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve
borçlunun da bu hallerde ızrar kasdıyle hareket ettiği kabul olunur, bu karine ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hükmünü içermektedir.
Somut olayda davalı borçlu ... İnş. İth. .... San. Tic. Ltd. Şti. ile 3.kişi... Tic. Şti."nin aynı sektörde faaliyet gösterdikleri(taşımacılık-araç hizmetleri) ve dava konusu tasarrufun da araç devrine ilişkin olduğu anlaşıldığından dava konusu 26/12/2000 tarihli tasarrufların 6183 Sayılı AATUHK"nun 30.maddesi gereğince, ticari işletme devri mahiyetinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği mahkemece tartışılmadan eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
4-Dava konusu araçlardan ... plakalı aracın davalı borçlu şirket tarafından davalı 3.kişi ..."ya devredilmiş olduğu belirtilmesine rağmen dosya kapsamında söz konusu devre ilişkin noter sözleşmesine rastlanmamıştır. Bu nedenle; davalı ..."e devredilen bu araç yönünden öncelikle noter sözleşmesi getirilerek, aracın tasarruf tarihindeki gerçek değeri de belirlenip bedel farkı bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
5-Kabule göre de; 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”. hükmünü içermektedir. Somut olayda kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına anılan yasal değişiklik gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4),(5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.